Polgar, "Teknoloji hastası kişilerin kapaklı telefon kullanması da, insanların bilinçli olarak akıllı telefon sahibi olmaması da, bir güç ve özgürlük ifadesidir. Pahallı akıllı telefonlar kullanmak aynı zamanda bir statü sembolüdür" diyor. Akıllı telefonlar ve geniş internet ağı sayesinde birçok çalışan izin günlerinde de ofis arkadaşları tarafından rahatsız ediliyor. Bu durumdan şikayet etmek elbette çözüm değil. Bazı şirketler çalışanlarının mutlaka internet erişimi olan yerlere seyahat etmesini ve işi ilgilendiren acil durumlara cevap vermesini şart koşarken, bazıları da insanların akıllı telefonlarını kapatmasını teşvik edecek türden yasal kolaylıklar getirilmesini savunuyor. Örneğin Fransa "bağlantı kesme hakkı"na yasada yer vermeyi düşünen ilk ülke. Bu girişimi sendikalar değil, çok uluslu telekom şirketi Orange müdür yardımcısı Bruno Mettling gündeme getiriyor. Eylül ayında Çalışma Bakanlığı'na dijital çalışma konusunda bir rapor sunan Mettling, işçilerin her an bağlantı halinde olmasını gerektiren bir yasal zorunluluk olmadığını ve bunun müdürlerle ilişkileri zedelediğini belirtmişti.

Yasaların koruması altında olsak bile çoğumuz açısından gece yatağa girmeden önce mesajlarımızı son bir kez daha kontrol etmek karşı koyamadığımız bir şey. Accenture şirketinin insan kaynakları müdürü Ellyn Shook da iPhone'unu baş ucundan ayırmayı beceremeyeceğini anlayınca geçen yaz kapaklı bir telefon almayı tercih ettiğini söylemişti. Bu eski tip telefon tümüyle akıllı telefonunun yerini almayacak fakat iş dışındaki zamanlarda kullanılacaktı. Groner ise akıllı telefon almamakta ısrarcı: "İnsanlar telefonu açmadan cebimde tutabileceğimi söylüyor. Ama kendime güvenmiyorum. Yanımda olduğunda ben de diğer insanlar gibi müptela olurum." Gelişen teknolojiye ayak uydurmak da bir o kadar zor! Samsung, LG gibi teknoloji markaları akıllı telefonları kullanmakta zorlanan kişiler için teknolojiyi ve kullanım kolaylığını birleştiren kapaklı telefonlar tasarladı.