KPMG Türkiye'nin "Kilidi Kırarak Toplumsal Cinsiyet Eşitiğini Sağlamanın Yolları" başlıklı araştırmasının sonuçları açıklandı. Beylerbeyi Rotary'nin desteklediği bir panelle sonuçları açıklanan araştırmaya göre, iş hayatında kadınların önüne çıkan engellerin son 30 yıldır değişmedi. Kadınların değişmeyen sorunlarının başında ise annelik hakkını, kreş sorunu, erkeklerle aynı işi yapıp daha az kazanmaları geliyor.
Araştırma kadın istihdamına ilişkin verileri de ortaya koydu. Buna göre, 2015’te 15 yaş ve üzeri nüfusta kadınların istihdam oranı yüzde 27,5, erkeklerin istihdamı ise yüzde 65… Avrupa ile karşılaştırınca aynı yıl en yüksek kadın istihdam oranının yüzde 74 ile İsveç’te, en düşük oranın ise yüzde 42,5 ile Yunanistan’da olduğunu görüyoruz. AB üyesi ülkelerin ortalama kadın istihdam oranı ise yüzde 60,4. Avrupa’da erkek istihdamı oranı yüzde 70,8…
EĞİTİM ARTTIKÇA KADINLAR DAHA GÖRÜNÜR OLUYOR
Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre erkeklerin işgücüne katılımı yüzde 71,6, kadınlarda yüzde 31,5…. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılımları da artıyor. Lise mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 32,7 iken yükseköğretim mezunu kadınların katılımı yüzde 71,6’yı buluyor.
KİLİDİ KIRAN KADINLARIN ORANI ARTIYOR
Araştırmaya göre her ne kadar kadınların 30 yıldır karşılaştıkları sorunlar değişmese de tüm olumsuzluklara karşın kadınlar iş dünyasında adlarından bahsedilen yerlere yükseliyorlar ancak bu kez de yargılarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan bu duruma ve araştırma sonuçlarına ilişkin şunları söylüyor:
"Günümüzde kadın toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda konum değiştiriyor. Dünyada ve Türkiye’de kadınlar iş hayatında daha fazla aktif rol üstleniyor, karar verici konuma geliyor. Şirketlerin yönetim katında artık daha çok kadın var. ‘Kilidi kıran’ kadın sayısı arttıkça yönetim kadrolarında kadınlara daha çok yer açılıyor. Evet, aslında bu bir zihniyet devrimi, ama… Kadınlar için kilidi kırıp, yönetim kurullarındaki taktik tahtalarını yazmanın bedeli ne? Bu araştırma, dünyada ve Türkiye’de kadın yöneticilerin mücadele ettikleri ‘mit’leri, önlerine çıkan/çıkarılan duvarları ve engelleri aşıp nasıl ‘başardıklarını’ anlatıyor. Özellikle de Türkiye’de kadın çalışanların, yönetici pozisyonuna geçerken yaşadıklarına, karşılaştıkları sorunlara dair samimi ve önemli ayrıntılar içeriyor. Kısaca değinmek gerekirse, kadın yöneticiler ‘erkek iş dünyasında’ pek çok toplumsal önyargıyla başa çıkmak zorunda kalıyor."
KADINLAR HEM KENDİ BAKIŞLARINI HEM DE TOPLUMSAL BAKIŞI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDALAR
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, Türkiye’de kadınlar iş hayatında yönetici pozisyonuna gelebilmek için hem kendi bakış açılarını hem de toplumun bakış açısını değiştirmek zorunda. Kadının iş hayatında kalmasını kolaylaştıran yasal düzenlemeler yetersiz ancak dahası, var olan yasalar da tam anlamıyla uygulanmıyor. Çünkü sorun yasalardan çok anlayışta… Kısacası kilitleri kırmak için zihniyet değişimine ihtiyaç var.
RAPORDAN ÇIKAN ÖNERİLER
İşdünyasındaki kadınları yaşadıkları sorunları ortaya koyan araştırma aynı zamanda sistemin değişmesi için neler yapılabileceğine ilişkin de öngörülerde bulunuyor.
İşte bu önerilerden bir kaçı:
• Kadınların eşit eğitim fırsatlarına ve haklarına erişmesinin sağlanması
• Sağlık, siyaset ve kamu yaşamına katılmada kadınlara öncelik tanınması
• Kadınların rol ve sorumluluklarına ilişkin olumsuz kalıp ve yargılarla mücadele edilmesi
• Aile yaşamı sorumluluklarının birlikte paylaşılması
• Aile içinde kararların birlikte alınması
• Hak ve sorumluluklarda eşitlik
• Ailedeki kız ve erkek çocuklarına eşit davranılarak yetiştirilmesi
• Kadınların toplumda görev almasının sağlanması ve desteklenmesi, kadın istihdamının artırılması, kadının çalışma hayatıyla özel hayatının örtüşmesinin sağlanması
• Kadınların şiddete uğramasının engellemesi
• Ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıkla mücadele konusunun geliştirilmesi
• Eşit fırsatlar sağlanması
• Eşitlik sağlanana kadar kadınlara öncelik tanınması
SADECE KADINLARIN EĞİTİLMESİ YETMEZ!
Kadınlara biçilen rolün ortadan kaldırılmasıyla ilgili olarak sadece kadınların eğitilmesinin önemli olmadığı, erkek farkındalığının yaratılması ve erkeklerin eğitilmesinin toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli olduğunu belirtmek gereklidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve toplumda kadına biçilen rollerin değiştirilmesi için tüm toplum olarak kadınların önüne çıkarılan engelleri kaldırarak, onları eşit birey olarak kabullenip toplumda hak ettikleri yeri almaları sağlamak.