Bir sene boyunca çeşitli denemeler yapan, kitaplar okuyarak bilgi edinmeye çalışan Demirtaş, sonunda başarılı bir tarif yakalamış. En başta sadece kendileri için yaptığı ekmeklerin sayısı arttıkça eşe dosta hediye olarak vermiş.
107
Oğlu Eren'in piyano ve jimnastik kurslarını kendi karşılamak isteyince, bu el emeği ekmekleri cüzi bir fiyata satma fikri ortaya çıkmış. Bugün Demirtaş küçük çiftliklerde ekolojik, atalık tohumdan üretilmiş un alıyor, içine zeytini, cevizi ve bolca da emeğini koyuyor. Hamura ekşi mayayla hayat katıp yoğuruyor.
108
Gece boyunca pişirdiği mis gibi ekmeklerini çantasına yerleştiriyor. Yürüdüğü için uzak semtlere ekmek veremiyor. “Son 3 senedir ekmek yapıyorum çocuk bakıyorum, ev babasıyım, ev beyiyim. Artık evimiz haricinde 50 tane daha eve giriyoruz" sözleriyle bugün geldiği noktayı özetliyor.
109
Temel bir gıda olan ekmeğin insanın kapısına gelmesi gerektiğini düşünüyor. Onun için çevre o kadar önemli ki asansöre bile binmiyor. Bu zor işi yapmasının sebebini sorunca "Ya çok seviyorum ya da çok deliyim" diyor.
1010
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.