‘Aaa bu fotoğrafta ne kadar çirkin çıkmışım!’ cümlesi hiçbirimize yabancı değil. Çekilen 10 pozdan ancak 2’sinde kendimizi beğeniyor, fotoğraflarda güzel çıkabilmek adına poz verirken şekilden şekle giriyoruz.
Peki, bu olumsuz düşüncemizin fotoğraftaki ifademizle ya da görünüşümüzle ilgili olmayabileceğini ve beynimizin bizi yanıltıyor olabileceğini hiç düşündünüz mü?
“Salt Maruz Kalma Etkisi” adındaki bu psikolojik olgu, kabaca, bir şeyi ne kadar sık görürsek ya da ona ne kadar sık maruz kalırsak (ki bunlar yüz ifadeleri olabileceği gibi şekiller veya sloganlar da olabilir) onunla ilgili olumlu tepkiler geliştirdiğimizi söylüyor. Diğer bir deyişle, reklamcılıkta bir ürün ya da marka ile ilgili tüketici davranışını bilinçdışı etkilemek için de kullanılabilen bu etki, belli bir yönde “tercih” geliştirmemize sebep oluyor.
Kendimizi sıklıkla aynada gördüğümüzden beynimiz, yani biz, aynadaki (ters) görüntümüzü görmeye alışkınızdır. Ve dolayısıyla yüzümüzle ilgili küçük asimetriler de dahil bu görüntüyü kanıksamış olduğumuz için, “fotoğraftaki biz”e kıyasla “aynadaki biz”e dair daha olumlu hislere sahibizdir. Ancak diğer insanlar ya da bir fotoğraf makinesi bizi ayna görüntümüzle görmezler. Bu nedenle bizim güzel bulmadığımız kendi fotoğrafımız, diğer insanların görmeye alışkın oldukları görüntü olduğu için onlara daha cazip gelebilir.