Psikolog Dina McMillan, tüm arkadaşlıkların bir son kullanma tarihi olduğunu söylüyor. ‘Arkadaşlığınızın kendiliğinden sona ermeye başladığını fark ettiğinizde, bu sizin kişiliğinizle ilgili bir değişimi göstermez fakat hayatınızda gerçekleşen kaçınılmaz değişimlerle birlikte etrafınızdaki kişiler de değişir.’ diyen McMillian bu sürecin hayatın akışı içerisinde doğal olarak gerçekleştiğini belirtiyor.

Utrecht Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar arkadaşlarının yarısını 7 senede bir değiştiriyor. Yani hayatımızla birlikte değişen yalnızca çocukluk arkadaşlarımız değil, yaşantımızın içine dahil olan iş arkadaşlarımız ve dostlarımız da hayatımızdan çıkabiliyor. Okul arkadaşlığı, iş arkadaşlığı ya da komşuluk gibi ortak bir paydaya dayanan dostlukların belirli bir raf ömrü olabilir ve uzmanlara göre bu tür arkadaşlıkların bir gün sona ermesi oldukça normal bir durum.

Hayatımıza devam ettikçe arkadaşımızla aramızın açılmaması için efor sarf etmeliyiz. Tıpkı diğer ilişkilerde olduğu gibi arkadaşlıklar da karşılıklı özveri üzerine temellenir. Yani ‘Ben arkadaşımı aramayayım, onlar beni arasın’ gibi bir anlayışa sağlam dostluklarda yer yok. Her şey karşılıklı... Kaç arkadaşımızın olduğu bir önem taşımadığı gibi, önemli olan arkadaşlarımızla günlük rutin içerisinde ne kadar görüştüğümüz.

Arkadaşlık ilişkilerimizin gelişimi ise karakterimiz hakkında oldukça fazla bilgi veriyor. Psikolog ve Yaşam koçu Alison Skate, ‘Eğer arkadaşlarınızdan biri değişirse, bu sizin de farklı bir kişiye dönüştüğünüzü gösterir.’diyor. Kadınlar arası arkadaşlıklarda en büyük sorunlardan biri çocuk sahibi olmak. Bazı kadınlar çocuk sahibi oldukları zaman tüm yaşantısını çocuk etrafında şekillendiriyor. Fakat gerçekten mutlu ve tatmin olmuş bir anne, ne kadar az da olsa arkadaşlarına ayıracak vakit bulur.