Bugün artık “iklîm” diye telâffuz edilen kelimenin doğrusu “ıklîm”dir; yani ilk harf “ı”dır, “k” harfi “kedi” sözündeki gibi ince değil, “kapı”da olduğu gibi kalın söylenir ve “l”den sonra gelen son “i” de mutlaka uzun, yani “î” diye telâffuz edilir...
Haydi, “ıklîm”i senelerden buyana bozuk şekilde, yani “iklîm” diye kullanıyoruz, bunu bir yana bırakalım ama oyuncu ikinci “i”yi de kısa kesip “iklim” deyiveriyor!
“Kıt’a” kelimesi, “t”den sonra çok kısa bir duruşun ardından kısa “a” ile telâffuz edilir. Ama bildiğimiz “kıt’a”, Kösem’de sondaki “a” lâstik gibi uzatılıp çekilerek“kıtaaaaaa” oluyor!
54
Ve, asıl felâket: Dizi boyunca belki yüzlerce, hattâ binlerce defa geçecek olan “pâdişâh” sözü de bozuk söyleniyor... Her iki “a”sı da uzun okunması gereken kelimenin, sonuna ek geldiği takdirde ikinci “a”daki uzun telâffuzun mutlaka vurgulanması gerektiği halde dizideki adamcağız birinci “a”yı doğru ama ikincisini kısaltarak söylüyor...
Tanıtımlardan görebildiğim kadarı ile, dünya kadar masraf edilen Kösem’in repliklerinde önemli telâffuz hataları vardır ve seyirci aylar boyunca maalesef burundan konuşulan, âhenksiz, ucuz ve bozuk bir sokak telâffuzunu dinlemeye mahkûm edilecektir!
Yapımcılar çekimlerden önce keşki Türkçe’ye hakikaten hâkim bir hoca tutup oyuncuların doğru-dürüst konuşmasını sağlayabilselerdi...
Zira, tarihî bir dizide böyle bozuk telâffuzların kulak tırmalaması hakikaten aaaayıııp ooooolüyür!"
55
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.