Öfkeme engel olamıyorum. Çocuğuma bağırıyorum, bazen poposuna, eline vuruyorum kendimi tutamayarak, sonra o uyuyunca saatlerce ağlıyorum. Yaptığımdan utanıyorum, üzülüyorum, çoğu zaman kendimden nefret ediyorum ama engel olamıyorum. Ne yapmalıyım?
Bu soruya cevap arayan o kadar çok ebeveyn var ki…
Öfke ve ardından getirdikleri bir sonuçtur. Sadece sonucu kontrol etmeye çalışmak ise size tam anlamıyla bir çözüm getirmez. Her insanda bir miktar saldırganlık duygusu vardır. Eğer sizdeki bu duygu öfkenizi kontrol edememe ve yansıtma şeklinde daha çok görülüyorsa, bunu farkındaysanız ve bu durumdan şikâyetçiyseniz o zaman bunu azaltmak adına öncelikle nedenlerine inmeniz ve nedenlerini tespit ederek azaltma yönünde çalışmalar yapmanız gerekir.
Şimdi elinize bir kağıt ve kalem alın, bir masaya oturun ve derin bir nefes alın.Hazırsanız başlayalım.
1. Hayatınızda ters giden herhangi bir şey var mı? (İşiniz, eşiniz, arkadaşlarınız vb)
2.Çocuk bakımında size destek olan birileri var mı?
3. Çocuğunuza odaklı bir hayat mı yaşıyorsunuz?
4. Kendinize özel ayırdığınız vakitler var mı?
5. Bir hobiniz var mı?
6. Çocuklarınızın gelişim dönemlerinin özelliklerini biliyor musunuz?
7. Kendinizi yetersiz hissediyor musunuz?
8. Tüm öfkenizin ve sonuçlarının sebebi yavrunuz mu?
Bu ve benzeri aklınıza gelen her şeyi kağıdınıza yazın.
Bunları neden mi yazdık? Öncelikle bu öfke yansımalarının tek sebebi çocuğunuz olmadığını fark etmenizi istiyorum. Buna rağmen üzücü bir şekilde sonucuna katlanmak zorunda kalan büyümeye çalışan yavrunuz olmamalı. Eğer oluyorsa öncelikle öfkenize neden olan birikmişliklerinizi azaltmayla işe başlamalısınız. Bunun ilk adımı ise konuşmak... Fazla yükünüz olduğunu düşünüyorsanız eşinizle, iş yerinizle, ailenizle bu konuyu uygun bir dille paylaşmalı ve buna çözüm aramalısınız.
Yapılan araştırmalar çocuğa karşı kontrol edilemeyen öfkenin en önemli sebepleri arasında yetersizlik ve buna bağlı olarak ortaya çıkan tükenmişlik hissi olduğunu gösteriyor. Bu hissin temelinde de mükemmel olma çabası var. Mükemmeli aramaktan vazgeçin. Mükemmel ebeveyn diye bir şey yoktur. Çocuğunu seven, sarılıp öpen, ilgilenen, bir olumsuzluk hissettiğinde çözüm yolu arayan her ebeveyn kendi şartları doğrultusunda mükemmeldir. Size kendinizi yetersiz hissettiren insanlarla daha az görüşün, buna sebep olan sosyal medya
hesaplarını takip etmeyi bırakın.
Kendinize haftalık bir çizelge hazırlayın. Bu çizelgeyi günlere bölün. Gün içinde öfke kontrolsüzlüğü yaşadığınız her an çizelgeye bir üzgün yüz, kontrolü sağladığınız her an bir gülen yüz çizin. Bu çizelge sizin kontrol mekanizmanız ve aynanız olacaktır.
Öfkelendiğinizi hissettiğiniz an içinizden 10'a kadar sayın ve derin nefes alın. Kendinize şu telkinlerde bulunun; Dur! Sakin ol! O daha bebek / çocuk. Sadece .... yaşında. O nasıl davranacağını bilmiyor ama ben biliyorum. O da benden öğrenecek. Bağırırsam veya şiddet gösterirsem susarsa da korktuğu için susacak... Ben ufacık bu bedene korku salmak isteyen biri miyim?”
Unutmayın!
Çocuğunuz bilseydi zaten yapmazdı. Adı üstünde çocuk. Çocuk öğrenmeye açıktır. Yaptığı olumsuz davranışların amacı sizi kızdırmak olmadığını düşünün.
Bazı anne babalar çocuklarının bilerek yaptığını savunur. Her şeyi anlıyor bunu mu anlamayacak!Hayır. Sadece sizin tutumunuza göre inatlaşabilir. Bu da onun bilerek yaptığını göstermez. Ayrıca henüz onun muhakeme yeteneği gelişmedi. Ya sizinki...
Yaşamınızı sadece çocuğunuzun üzerine planlamayın. Yaşam planınız da çocuğunuz da olsun. Ama planda kendinize ve sevdiğiniz etkinliklere -duruma uygun olarak- zaman ayırın. Kendinizi ihmal etmeniz öfkenizin artmasına neden olabilir. Kendinize ve sevdiğiniz etkinliklere vakit ayırdığınız için kendinizi iyi hissedersiniz. Ve öfkenizi azalabilir. Kendinizi sevin... İnanın çok şey değişecek.
Çocuktan önceki yaşamınızda yaptığınız birçok etkinliği muhtemelen çocuktan sonra yapamıyorsunuzdur. Bu durum sizi öfkelendirmesin. Bilakis çok güzel bir uğraşınız ve yaşam amacınızın olduğunu görmeye çalışın. Önceki etkinliklerinizi belli bir zaman sonra tekrar yapacağınızı düşünerek erteleyin. Sizin şikayet ettiğiniz, öfkenizi yansıttığınız o çocuğa sahip olmak isteyip de olamayan o
kadar çok aile var ki... Varlığına şükredin. O etkinlikleri 3-5 yıl sonra tekrar ve fazlasıyla yapabilirsiniz fakat yavrunuz bir daha hiçbir zaman bu yaşlarda olmayacak. Her anın tadını çıkartmaya çalışın.
Son olarak, öfkenizi fark ettiğinizde eğer yansıtırsanız bunun doğuracağı sonuçları, çocuğun eğitiminde öfkenin fayda-zarar hesabını düşünün. “Zarar verecek bir tavra gerek var mı?” diye kendinize sorun. Ayrıca öfkeyle davranışı değiştiremeyeceğinizi, o anlık durdurabileceğinizi ve belki de daha çok inatlaşmaya sebep olabileceğinizi hatırlayın. Ve unutmayın, yavrularımız bize Allah'ın emanetleri ve henüz birer melekler... Lütfen kullanacağınız az miktar da olsa sabrınız varsa bu onlara karşı olsun…
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."