Türkiye’nin köklü turizm acentelerinden olan FEST Travel, 30 yılı aşkın tecrübesiyle hem gerçekleştirdiği gezilerle hem de yöneticileri, rehberleri ve çalışanları ile Türkiye’de gezi kültürüne katkıları açısından çok önemli bir konum edinmiştir.
FEST Travel’ın Kurban Bayramı programının nasıl şekillendiği ve değişen gezi kültürü üzerine FEST Travel Genel Müdürü Zekeriya Şen ile görüşüldü.
Bayramlar gibi özel dönemler uzun tatil fırsatları sunması açısından turizm sektörü için oldukça önemli. Önümüzdeki Kurban Bayramı tatili çok uzun değil… FEST Travel’ın yurtiçi programlarından bahsederek başlayalım mı?
Aslına bakarsanız biz turizmciler için bayram tatili uzun onun için güzel kullanılmasında fayda var. FEST Travel olarak daha az ulaşılabilir yurtiçi gezilerini kurguluyoruz.
Herkesin akın akın gideceği bölgelerden ırak, kültürüne daha bir vakıf olup algılayabileceğimiz güzergâhlar tercihimiz. Özellikle bu kavram içerisinde Gümüşhane gezimiz oldukça heyecan verici. HaBuDiyar markamız kapsamında hem kültürü, hem doğayı, hem sporu hem arkeolojiyi bir araya getiriyoruz.
Adeta bir sefer hatta bir keşif gezisi… Gümüşhane gibi çevresi kültürel zenginliklerle dolu bir ilimizi detaylıca dolaşıyoruz. Santa, erken Türk mimarisinden örnekler sergilenen Sarıçiçek odalar gibi nadide kültürel değerlerimize süzülüyoruz.
Yurtdışı yakın mesafelerde hangi programlar öne çıkıyor?
Klasik olarak İspanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Fransa öne çıkıyor. Gezginler öncelikle bu ülkelerde görmedikleri bölgeleri tercih ediyorlar.
FEST Travel olarak biz her ülke içerisinde farklı bölgelere konsantre olarak daha tematik, zengin ve zamanlı güzergahlara yoğunlaştık. Örneğin İtalya için Güney, Toskana veya Sicilya; Fransa’da Alsace ve Provans gibi bölgelere alternatif geziler sunuyoruz.
Ancak bu bayram döneminde bizim için en heyecan verici Avrupa gezisi özel olarak kurguladığımız ve 3 yıldan beri yaptığımız James Joyce’un izinde Dublin gezimiz.
Doğrusu bu programlar, ülkemizde yaygın olan “deniz, kum, plaj” tatilinden çok farklı seçenekler sunuyor. Bu gezi kültürünün genele yayılmaya başladığını düşünüyor musunuz?
Çok yavaş bu algı kırılıyor. Hala gezginlerin aklında tatil kelimesi oluşunca bir deniz-kum-güneç algısı oluşuyor. Ancak biz her zaman bunun aksini iddia ettik ve bu konuda uzmanlaştık.
Her kurum kendi uzmanlık alanında söz sahibidir. Bizim amacımız hep gittiğin bölgeyi dolu dolu, hakkıyla, sorumlu bir şekilde dolaşmak oldu. Bu boyutta gönül birlikteliği kurduğumuz Türkiye çapında geniş bir gezgin kitlemiz oluştu.
Onların taleplerini dinleyerek yeni güzergâhlar oluşturduk ve onlar da bizim heyecanla yarattığımız yeni güzergâhlara büyük bir ilgi ile karşılık verdi.
FEST Travel’ın programından Avrupa’daki kültür gezilerinin yanı sıra Nepal- Butan- Tibet, Peru-Bolivya gibi daha uzak destinasyonların, özel tren gezilerinin planladığını görüyoruz. Bu sene hangileri daha çok ilgi uyandırıyor?
Kesinlikle Peru, Bolivya ve elbette Butan. Bu güzergâhlar hala gezginler için yabancı ve ilginç. Ulaşımı, operasyonu kolay olmayan bu tür gezilerde öncelikle 30 yıllık bir güven markası olan FEST Travel’ın tercih ediliyor olması da bizleri çok sevindiriyor.
Bunların yanı sıra Endonezya’da oldukça tercih edilen bir güzergâh olarak olgunlaşmaya başladı. Elbette bir de Trans Sibirya güzergâhımız var ki en gurur duyduğumuz ürünlerimizin başında yer alıyor.
Moskova’dan Vladivostok’a, eşsiz doğa manzarası içerisinde süren 10.650 km’lik gerçek Trans Sibirya rotası. Ne yazık ki piyasa da Pekin’de biten yolculukları Trans Sibirya olarak satan firmalar var ki bu gerçek Trans Sibirya değil.
Son zamanlarda bu güzergâhta münferit gezin sayısında çok ciddi bir artış olduğunu da ifade etmekte yarar var.
İlgi uyandıran geziler katılımın en yüksek olduğu geziler olmayabilir. Kurban Bayramı tatili için hazırlıklar devam ederken sizi katılım açısından şaşırtan geziler oldu mu?
Her bayram tatili döneminde bizim için sürprizler oluşabiliyor. Her tatilin bir yıldızı var diyebiliriz, hatta aramızda böyle bir yarış bile var.
Bu Kurban Bayram’ı bizim için Türkiye’den ilk defa yapılacak olan Tren ile İskoçya gezisi bu klasmana girebilir. Tamamıyla bir rüyayı, hayali, gerçekleştirmek için kurguladığımız bu gezimize ilgi beklemediğimiz boyutta oldu. Bu bizleri çok heyecanlandırdı.
Normalde Sakura dönemine odaklanan gezginler Kurban Bayramı tatiline koyduğumuz Japonya gezimize de beklenenin üstünde ilgi gösterdi. Diğer süprizler ise Endonezya ve Makedonya oldu.
FEST Travel’ın bu tür özel dönemlere hazırlanırken, talepten çok bir orijinal kurguya ağırlık verdiği görülüyor. Trendleri takip etmenin aksine trend yaratmayı hedeflemek, bir anlamda ticari risk almak anlamına geliyor. Bunu nasıl bertaraf ediyorsunuz?
Çok güzel bir soru. Biz sürekli mesleğimiz gereği sadece turizmi değil paralel içerikli her veriyi takip ediyoruz. Alakasız gibi görünen akımları gözetleyip bizlere nasıl uygulanabileceğini tartıyoruz.
Hep öncü olmayı amaçladık ve bunu 30 yıldır sayısız defa da kanıtladık. Bazı güzergâhları kültür turizmi yapanlara hediye ettik. Dağ tepe aştık, yol açtık, korkmadık cesurca adımladık.
Elbette müşterimizin hayallerini dinledik ve beklentilerinin de her aşamada nabzını tuttuk. Tüm bu verileri havanımıza akıtıyoruz ve kendi birikimimizle birlikte yoğurarak ortaya yeni akım ve kavramlar çıkartıyoruz.
Bunların bazıları hemen tutarken bazıları birkaç yıl kuluçka döneminden sonra meyve vermeye başlıyor. Ama işin en heyecanlı tarafı da bu zaten!
Sizin Kurban Bayramı tatili programınız ya da özel öneriniz nedir?
Japonya ve Tibet-Butan-Nepal arasında gidip geliyorum açıkçası.