Alaçatı, UNESCO Dünya Miras Listesine girmeli!

26-29 Mart 2015 tarihleri arasında altıncısı Düzenlenen Alaçatı Ot Festivalini adeta mercek altına alan İzmir Çeşme otelciliğinin öncü, yol gösterici ve tecrübeli ismi ÇESTOB Başkan Yardımcısı ve Çeşme Ilıca Hotel Genel Müdürü  Yakup Demir Alaçatı sokaklarında kelimenin tam anlamıyla ayak basmadık yer bırakmadı.

Türkiye'de tatil denilince ilk akla gelen isim Alper Tekbaş, Çeşme turizminin ve otelciliğinin deneyimli ismi Yakup Demir’in Alaçatı ve Ot Festivali ile ilgili anlattıklarını bize aktardı.

Harikulade bir tatilin fısıltıları Çeşme Alaçatı sokaklarında 6.Alaçatı Ot Festivali ile bir şölene dönüştü. Baharın ilk günlerinde Ege Bölgesinin yöresel ürünleriyle taçlanan, gerek yurtiçi gerekse yurt dışından gelen misafirleriyle anlam kazanan festival 2015 yaz sezonuna girerken Alaçatı’da heyecan, sevinç, birlik ve beraberlik içerisinde başarıyla gerçekleştirildi.

İşte Yakup Demir’in” Adıyla gurur duyuyoruz “diyerek ifade ettiği Alaçatı ve Ot festivali ile ilgili önemli açıklamaları;

Dünden bugüne bilinirlik, marka turizm destinasyonu bir belde olarak 5-6 yıl öncesine kadar hayal bile edilmesi mümkün olmayan değerlere ve çevreye ulaşan Alaçatı, sanırım bu anlamda dünyada tek beldedir. Muhakkak ziyaretçisi ve değerleri daha yüksek beldeler bulunmaktadır ancak, 5-6 yıl içinde neredeyse sıfır tanınırlıktan bir anda 7-8 bin ziyaretçiye ulaşan benzeri bir beldenin varlığını aradım, araştırdım ama bulamadım.

Çok beğendiğim ve Alaçatı’nın rol modeli olarak gördüğüm orta Avrupa’nın en turistlik destinasyonu olan, Ortaçağın en önemli merkezi ve İngiliz zenginlerinin aşık olup da yarısını satın aldığı Belçika’nın Brugge Beldesi bile yıllarca İngilizlerin koruması ve desteği ile 50 yılda Brugge olabilmiştir. Yani Alaçatı her yıl rekor üstüne rekor kırmaktadır.

Alaçatı’nın dünden bugüne çok kısa bir zaman diliminde istikrarlı bir şekilde turizmde bir cazibe merkezi olarak ziyaretçi trafiğinin artması ve Alaçatı müdavimlerinin her geçen yıl çoğalması, gelecek yıllarda da çok daha iyi yerlere geleceğinin habercisidir.

Bugünlere gelişi ve popülaritesi tahmin edilemeyen Alaçatı’nın gelecekte de ülkemiz turizmi adına da dünyada örnek gösterilen ve ziyaretçi trafiği tahmin edilemeyecek rakamlara ulaşabileceğini ve Çeşme bölgesinde 12 ay sıklıkla ziyaret edilen, her zaman üzerinde durduğum bu konudaki projelerimi ve fikirlerimi ifade ettiğim, beklediğimiz özlediğimiz, hayal ettiğimiz, inandığımız turizm çeşitliliği ve elverişli kaynaklarıyla Çeşme’de  4 mevsim tatil içinde Alaçatı’nın çok önemli bir misyonu vardır. Bende Alaçatı’nın UNESCO Dünya Miras Listesine girebilmesi için mutlaka harekete geçmemiz gerekliliğini gözler önüne sermek ve 6.Ot Festivali vesilesiyle de sizlerle paylaşmak istedim.

Çeşme Festivaller Kenti Olacak

6.Alaçatı Ot Festivali olumsuz hava koşullarına rağmen bu yılda hedefine ulaştı. Alaçatı’ya yakışan bir o kadar da özdeşleşmiş hatta Alaçatı’nın mitolojisinde de bu festivaller hep yapılmış gibi geldi çarşının girişinden Hacı Memiş’e kadar yürüdüğümde…

Festival alanına girdiğiniz andan itibaren sunum, lezzet, çeşit ve satıcıların modernliğinden etkilenmemek mümkün değildi. Festivale beklenen katılımcılarında üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçi geldiğini gözlemledim.

Türkiye’nin birçok kentinden gelen ziyaretçiler vardı. İrili ufaklı 20 turizm acentası Alaçatı’ya 2-3 günlük turlar düzenlemiş, katılım sayısı 10 binlere ulaştı. Katılımcılar arasında Pakistan, Japonya, Ortadoğu ve Avrupa’dan gelen ziyaretçiler vardı. Oteller, restoranlar ve kafeler dolu esnaf ise mutluydu.  Festivalin Çeşme ve Alaçatı’ya ekonomik katkısı 3 milyon TL’ye ulaştı tabi ki dolaylı ve sosyal katkısı çok daha yukarılarda olmuştur.

İyi ki Alaçatı var. İyi ki bu festivalleri düşünüp, günlerce mutfağında çalışarak sorunsuz  şekilde hazırlayan bir ekip var. İyi ki festivallerin katkı ve faydalarının bir beldeyi yücelteceğine inanan Belediye Başkanımız var.

2016 Ot Festivali için küçük bir önerimi de  aktarmak istiyorum. Mesela sokak müzikleri yapanları davet etsek, farklı müziklerle sokakları süslesek.  Kanun da olsa, Gitar’da; Saz da olsa, Davulda; Viyolonsel’de olsa, Darbuka’da. Yani otların verdiği lezzetleri müzik çeşitlerimizle de buluştursak.
Bana göre bu festival artık uluslararası nitelik kazanmıştır ve eğer yapılmadıysa mutlaka  EFA’ ya (Avrupa Festivaller Birliği) kaydının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Festivallerin tanıtıma ve turizme katkısı yadsınamaz. Birçok festival doğarken ölür. Ot festivaliyle de başlangıçta biraz dalga geçilmişti. Birinci Ot Festivali’nde  sokakları  ‘’inekler bastı” diyen bile olmuştu. Katılım yok denecek kadar azdı ama hırs ve sabırla bugünlere gelinerek bölgeye 3 milyon TL’ye yaklaşan katkılar sağlamaya başladı.

Turizmiyle, otelcisiyle, esnafıyla, gastronomisiyle, müziğiyle, sanatıyla, görseliyle, sanatçısıyla 7 den 70’e Alaçatı ve Çeşme’ye gönül ve emek vermiş, bu yolda ; istikrar,inanç, sabır ve azimle hayallerinin peşinde koşan her bireye çok teşekkür ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum ve herkesi Alaçatı’ya bekliyoruz…

Başkanımızın da çok sık beyan ettiği gibi “ Çeşme Festivaller kenti olacak; 9 merkez, 9 marka, 9 festival sloganın destekliyor ve sabırla yolunda devamlılık diliyoruz.