Yalnızlık ürkütücü bir kelime gibi görünse de çoğu kez bir şölendir hayatta. Yalnız kalmanın derin gizemi sarınca benliğini yalnızlığın nasıl bir nimet olduğunu anlar aydınlanmış insan.
Yalnızlıktan kaçan yalnız olmaktan asla kurtulamaz, çünkü sen ondan kaçtıkça o seni kovalar, ensende yalnızlığın nefesi ile yaşarsın bir ömrü. Oysa yalnızlık bir şenliktir, bir kutlamadır değerini bilen için. Sen neden bu kutlamadan kaçıyorsun? Bunu sor kendine…
“İnsan şunu anlamalıdır; istese de istemese de yalnızlık varlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Yani, yalnızlığın olup olmaması isteğe bağlı olan bir şey değildir. Yalnızlıktan kaçan insan kendinden, kendi doğasından da kaçmaktadır, çünkü yalnızlık onun doğasında vardır.” Diyor Büyük Üstad Akif Manaf “YALNIZLIK Nedir ve Nasıl Aşılır?” kitabında.
O zaman bu kaçış neden? Milyonlarca insan yalnızlıktan nereye kaçıyor ya da kendi öz doğasından nereye kaçıyor?
İnsan yalnızlıktan kalabalığa kaçıyor ve aslında kendinden başkasına kaçıyor. İşte insanın temel sorunu da bu…
Hep kendinden başkasına kaçmak! İnsan kendi olmak istemiyor, kendini görmek, sevmek, kendi ile karşılaşmak istemiyor. O yüzden sürekli çevresinde birilerini topluyor, kendi ile arasına hep başkalarını koyuyor. Bu çok acı değil mi, kendinden uzak durmak, kendin yerine başkasını tercih etmek. Kendini sevmeden, kendinden hoşlanmadan, kendini hiç takdir etmeden hep başkalarını sevmeye çalışmak, başkalarına özenmek, onları kıskanmak…
İnsan hayatını kendi öz merkezine demirlemezse, hep başkalarına demir atmaya çalışırsa bu onu en derin yalnızlığa iter. Kendine yabancı olan, kendi ile arasında mesafe olan biri sonsuza kadar yalnızdır. O kendi ile birlikte olmanın müthiş hazzını bilmediği için başkaları ile haz yaşamaya çalışır.
İnsan kendi ile mutlu değilse hiç kimse ile mutlu olamaz, o yüzden sükunet ve dinginlik bulamıyor insan, huzuru yok. Sürekli bir kalabalıktan başka bir kalabalığa koşuyor.
Oysa Üstadın dediği gibi yalnızlık kendi öz doğamızda mevcut olan bir histir, o yüzden kendi doğandan kaçamazsın, kaçmayı bırak, dur ve yalnızlıkla tanış. O kadar da ürkütücü olmadığını, aslında çok naif ve tatlı bir tebessüme sahip olduğunu göreceksin. Yalnızlık müthiş bir neşe ve huzur verebilir sana ama bunun için ona bir dönüp bakmalısın.
Sana bu hayatta hep kaçman gerektiği öğretilen yalnızlık olgusundan varoluşsal yalnızlığa yönünü çevir ve o tarafa doğru adım at. Yalnızlık ile yüzleş, onun saf ve narin yüzüne bak ve gözlerinde sonsuzluğu gör. Bırak yalnızlık bir şiir, bir şarkı, bir dans gibi seni kendinden geçirsin, daha önce hiç yaşamadığın, var olduğunu bile hayal edemediğin müthiş bir deneyime kucak aç!
Yalnızlık ebedidir, onu bitirmek ya da paylaşmak mümkün değildir. Belki de bu varoluşta paylaşman gerekmeyen, sadece sana ait olan tek şeydir yalnızlık.
Sana acı veren dünyevi yalnızlıktan, seni ebediyete taşıyacak olan varoluşsal yalnızlığa kuantum sıçrama yapmak için Orijinal Yoga Sistemi’ni uygula. Mutlak varoluş içine akmaya başlayacak ve seni ölüm- yaşam döngüsünün ötesine geçirecek. O zaman yalnız olmak ya da olmamak ikilemi sona erecek ve sen sonsuza kadar varoluşsal yalnızlığın içinde Mutlak Bütünlüğü bulacaksın.
Sevgilerimle
Şems Uzuneser
Yoga Academy Eğitmeni
www.yogaacademy.com.tr
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."