Günümüz insanının en büyük sorunlarından biri çok sık öfkelenmesi ve bunu kontrol edememesidir. Herkes öfkeli; anne-baba öfkeli, çocuk öfkeli, öğretmen öfkeli, patron öfkeli, otobüs şoförü öfkeli, yolcular öfkeli, ev sahibi öfkeli…
Öfke insanın içinden, ta derinlerden kopup gelen çift taraflı yakıcı bir duygu. Sebebi ne olursa olsun öfke duygusu ya kişinin kendisine ya da öfkelenilen kişiye zarar verir. Öyle yakıcı bir duygudur ki kontrol edilmediği zaman ölçülemeyen bir şiddete dönüşebilir. Bu şiddet büyük bir acıya neden olur. Büyük Üstad Akif Manaf’ın dediği gibi “Öfke eken acı biçer”.
Öfke şeklinde ortaya çıkan bu güçlü ve yakıcı enerjinin bir şekilde boşaltılması gerekir. Kişi bunu boşaltmazsa bastırılan negatif enerji için için kişiyi yakmaya, kavurmaya başlar. İçe atılan bu negatif enerji en çok da karın bölgesinde birikir ve hatta bu bölgedeki organlara zarar verir. Mide rahatsızlıkları, karaciğer problemleri, pankreas sorunları ortaya çıkar.
Kişiyi kavuran bu ateş içten içe yanan bir kor gibi zamanla yavaş yavaş söner, fakat geriye cansız, sönmüş köz kalır. Öfke ateşi sönerken kişinin yaşam enerjisini de eritir, yok eder. Böyle bir kişi sönük, cansız ve güçsüzdür. O hayatında istediği şeylere doğru gitmeye korkar, hatta gücünü ve cesaretini yitirdiği için isteklerinden bile vazgeçer.
Öfkeyi yok etmek için günümüzde bir çok terapi yöntemi sunulmaktadır. Genelde, bu yöntemler başlangıçta başarılı gibi görünmelerine rağmen uzun vadede sorunu çözememekteler. Çünkü öfkeye neden olan negatif enerji yok edilemez, ancak dönüştürülebilir. Bu enerjinin doğru yöntemle pozitifleştirilmesi gerekir.
Öfke duygusu, çoğunlukla beklenti ve hayal kırıklığı ikilisinin ürünüdür. Hayatta herkes belirli beklentiler içindedir. Sabah kendimizden erken kalkmayı bekleriz, işe geç kaldığımızda patronun bize anlayışlı davranmasını bekleriz, arkadaşlarımızdan bizi aramalarını bekleriz, çocuğumuzun derslerini yapmasını bekleriz…
Her beklenti hayal kırıklığı yaratma potansiyeline de sahiptir. Beklentinin karşılanmaması ya da sonucun bizi tatmin etmemesi hayal kırıklığına sebep olur. Hayal kırıklığı ise genellikle dışarı üzüntü, endişe, kırgınlık veya öfke şeklinde çıkar.
Beklentiler ne kadar çoksa öfke de o kadar çok ortaya çıkabilir. Beklentilerin azaltılması öfke sorununu da çözebilir. Fakat beklentiler nasıl azaltılacak? Bu mümkün mü? Evet, mümkün. Orijinal Yoga Sistemi ile öfkenizi sabra ve sevecenliğe dönüştürebilirsiniz. Nasıl mı?
Orijinal Yoga Sistemi’nde yer alan beden duruşları, nefes teknikleri ve derin gevşeme sayesinde fiziksel rahatsızlıklar giderilir, hormonlar düzene girer, enerjiler dengeli hale gelir. Kişi pozitif enerji ile dolar ve tatmin hale gelir. Beklentilerin azalması için tatminlik çok önemlidir.
İnsanlar genelde bir haftalık tatil için bir yıl çalışırlar ve hep o tatili beklerler. Neden? Çünkü istedikleri gibi bir tatil yaptıklarında tatmin olurlar. Ve döndüklerinde o kişilerin yüzünde bir rahatlama, huzur, neşe, mutluluk görürüz. Bütün bu pozitif duygular yaşanılan tatminlik duygusunun sonucudur.
Güzel geçmiş bir tatilden yeni dönmüş birisi kolay kolay sinirlenmez, daha önce öfke ile tepki verdiği olaylara bile sükunetle yaklaşabilir. Çünkü tatilde edinilen tatminlik duygusu bir süre daha etkisini devam ettirir. Böyle bir kişi olayları ya da kişileri kendi beklentilerine göre değiştirmeye çalışmaz, oldukları gibi kabul eder.
Bu pozitif duygu ile sürekli dolduğunuzu düşünün. Sürekli tatmin olduğunuzu hayal edin. Hayalinizde tatminlikten gelen bir huzur, neşe, mutluluk halinin sizi sardığını düşünün. İnsan böyle bir durumdayken daha ne isterim ki der, değil mi?
Orijinal Yoga Sistemi size bu tatminlik duygusunu ve onunla gelen diğer pozitif duyguları verir. Artık dışarıdan suni tatminlik beklemezsiniz. Beklentileriniz minimuma iner. Beklenti olmayınca hayal kırıklığı olmaz. Hayal kırıklığı da yoksa öfke olmaz.
Öfkenizi böyle dönüştürebilirsiniz. İçinizden öfke ile gelen o yıkıcı ve güçlü duygu, Orijinal Yoga Sistemi ile pozitifleşince yine bir o kadar güçlü fakat bu sefer yapıcı bir duygu olacak. İçsel gücünüz artacak. Kararlılığınız, iradeniz güçlenecek. Hayata karşı daha dayanıklı olacaksınız.
Çevreyi ve sizi yakan o negatif enerji istediğiniz şeyleri gerçekleştirmek için pozitif bir güç olarak içinizden dışarı fışkıracak. O dönüşmüş enerji daha iyisini yapmanızı ve daha başarılı olmanızı sağlayacak.
*******
Diğer taraftan sorunun çözümüne yardımcı olacak Orijinal Yoga Sistemi’nden bir nefes tekniği verelim. Karın Nefesi, nefeslerin nefesi…
Karın ya da diyafram nefesi temel nefes tekniklerinden biridir ve aslında her insan için hayati bir öneme sahiptir. Bu nefes sayesinde daha fazla oksijen alıp daha fazla karbondioksit atacaksınız. Vücut gevşeyecek, sinirler sakinleşecek ve öfkeye sebep olan olaya ve kişiye daha soğukkanlı ve sakin bakabileceksiniz.
Öfkelenen kişinin önce nefesi sığ ve sık hale gelir. Vücut gerilir ve daha az oksijen alınır. Bu da öfkeli kişinin iyi düşünememesine neden olur. Bu yüzden sadece nefesi bile tekrar ayarlamak kişinin o anki öfkeden kurtulmasını ve sakinleşmesini sağlar.
Karın Nefesi
Ellerinize karınınız üzerine yerleştirin. El parmaklarınızı birbirine yapışık olmalı ve iki el birbirine dokunmamalı.
Nefesi daima burundan alıp veriyoruz.
Nefes alırken karnımızı iyice şişirelim, nefes verirken karnımızı sonuna kadar içeri çekelim.
Bu şekilde akciğerlerin alt kısmını aktifleştiriyoruz ve solunum hacmini artırıyoruz.
Pratiğinizi geliştirmek için başlangıçta öfkelenmeyi beklemeden bu nefesi her gün en az sabah akşam 10’ar defa uygulayın. Pratiğiniz gelişince günlük yaşantınızda hep bu şekilde nefes alıp verin.
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."