Kendini bul!

Şems Uzuneser

Son zamanlarda çok moda oldu “kendini bul!” demek. Birkaç kitap okumuş, birkaç uygulama yapmış kişiler ortaya çıkıp “kendini bul!” diyorlar ve kendilerini bu sözün altını dolduracak kadar yetkin ve bilge görüyorlar. Kendini bul demekle kimse kendini bulamaz ama bunu diyen kişi kendini kaybetmiş olabilir.
Kendini bulmak ne menem bir şeymiş bir bakalım.

Kendini bulmak özüne yaklaşmak, kendi öz varlığının farkına varmak yani yüzeysel kendinden uzaklaşıp gerçek kendine yaklaşmaktır. Bunun için dışarıda olan yüzeysel, yapay kişilik aşılmalıdır. Peki kişilik nedir? İşte bu soru daha büyük bir sorun çünkü birçok düzeyde cevaplanabilir. Mesela, insanın dışarı yansıttığı bir kişiliği ve kendine sakladığı, üstünü örttüğü başka bir kişiliği daha var. Yani birincisi bilinçli zihin tarafından şekillendirilen, ikincisi bilinçaltı zihin tarafından şekillendirilen kişilikler.
Çoğu insan kişiliğinin ikiye bölündüğünün farkında bile değildir. Aslında bu şizofreni, manik depresif vs gibi psikolojik rahatsızlık durumlarında da görülebilen kişilik bölünmesidir. Psikolojik ve psikiyatrik teşhis koyulmamış birçok insanda bile kişilik bölünmesi gözle görülebilir düzeydedir.

Birçok insan ya zihninde ya da açıkça sesli olarak sürekli kendi kendi ile konuşuyor, iki kişi gibi davranıyor. Bu kişiler kimle konuşuyorlar? Kişiliklerini ikiye bölmüşler ve kendi kendileri ile konuşuyorlar.

Günümüzde yaygın olan ama gerçek uzmanlar dışında yapılan sözde birçok terapi yönteminde maalesef bu kişilik bölünmesi daha da derinleştirilmektedir. Ben de bir zamanlar benzer yöntemleri denemiştim. İçindeki çocuk ve içindeki anne-baba çalışması mesela bunlardan birisi idi.

Bu çalışmayı yaparken içimdeki kişilik bölünmesi daha net ve keskin bir hal almaktaydı. İki tanımlanabilir kişilik haline gelmekteydiler. Şimdi tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım sağ elim anne-baba sol elim de çocuk oluyor ve biri diğerine sorular soruyor diğeri cevaplıyor şeklinde bir çalışmaydı.

Bakıyorum da bu çalışmayı yaparken açıkça kişiliğimi ikiye bölüyor birisine çocuk diğerini anne-baba rolü vererek kendi kendimle konuşuyordum. Bu açıkça kişiliğimin ikiye bölünmesiydi ve uyguladığım yöntemle de bunu derinleştiriyordum.

Aslında etrafınıza baktığınızda bu durumda olan çok fazla insan görebilirsiniz. İçimdeki çocuğu dinliyorum diyen birisi hangi çocuğu dinliyor. Kişiliğinin diğer tarafını. Şizofreni rahatsızlığının belirtileridir bunlar. O yüzden sanırım uzmanlar herkes biraz şizofrendir diyor. Kişiliğin bu şekilde ikiye hatta bazı durumlarda üçe beşe bölünmesi insana önce masum gelebilir, ama bazı durumlarda kişi için kontrol edilemez bir düzeye de gelebilir ve tedavi gerektirebilir. 

unnamed.20150414115931.jpg

Günümüzde neredeyse normal, sıradan kabul edilen kişilik bölünmesinin nedenlerinden birisi de yaşamda bireyin değişen rolleridir.

Kişi doğduğunda bebektir, sonra çocuk, sonra kız- erkek, sonra ergen, öğrenci, evlat, abla-abi, kardeş, sevgili, arkadaş, bir grup üyesi, torun, eş, patron- eleman, anne-baba, komşu vs birçok role girer. Bu roller zamana ve mekana göre sürekli değişir. Mesela zamana göre değişim, birey 12 yaşına kadar çocuktur ama sonra ergen olur, 22 yaşına kadar öğrencidir sonra memur olur. Bir de mekana göre değişim vardır, iş yerinde memur olan kişi eve gidince anne-baba olur, veya bir topluluk için de arkadaş olur.

Bazen de aynı mekan ve aynı zaman da birçok rolü taşır. Bir aile toplantısında hem evlat hem anne-baba hem eş hem arkadaş hem kardeş vs olabilir.

Yaşamı boyunca bu kadar çok role giren birey esnekliğine ve adaptasyon yeteneğine göre bu rolleri sürdürür. Esnekliği az olan kişi anne-babasının yanında girdiği çocuk rolünden eşinin yanında çıkamazsa eşine çocuk gibi davranır. Ya da işyerinde müdür rolünü taşıyan birey evine geldiğinde bu rolden çıkamazsa eşine ve çocuklarına müdür gibi emredici ve dayatmacı olabilir.
İşte hayatta taşıdığımız bu roller kişilik bölünmesinin oluşmasında belki de temel faktördür. Rolden role geçmekte yeterince esnek olamayan yani yaşamın akışında olamayan birey zorluklarla karşılaşır. Artık yetişkin olduğu halde içindeki çocuğu arar, çünkü çocuk rolünü özler.  Bu durumda özlediği çocuk rolünü de kişiliğinde yaratır ve kendi kendisi ile anne-baba ve çocuk rollerinde konuşur. Bu aynen Hacivat-Karagöz oyununa benziyor. Oyunu yöneten kişinin hem Hacivatı hem de Karagözü canlandırması gibi birey de hem anne-babayı hem de çocuğu kendisi konuşur.

Bu tür roller arasında sıkışıp kalan kişiler çoğunluktadır ve sadece bu bile kişi de ortaya çıkan kişilik bölünmesinin en güçlü nedenlerindendir. Hayata yeterince esnek bakamayan, varoluşsal akışın içinde olamayan kişi hep rollerinden birine takılıp kalacaktır veya tutunacaktır. 

Kendini bulmak için yapay kişiliği aşmak konusuna geri döndüğümüzde bunun hiç de öyle pazarlandığı gibi kolay olmayacağı açıktır. Kişinin aldığı her rol için ona empoze edilen kurallar vardır. Mesela aynı birey evde evlat rolündeyken evlat olma kurallarına göre, okulda öğrenci iken öğrenci olma kurallarına göre, arkadaşları ile iken arkadaş olma kurallarına göre davranmalıdır.

Bazen de bu rolleri ve rollerin empoze edilen kurallarını aynı anda yaşamak ve icra etmek durumunda kalır. Şimdi bu kadar karmaşık kurallar ağının içinde birey bütün o empoze edilmiş kuralların yarattığı kişiliği ya da kişilikleri önce bütünleştirecek sonra da o kişiliği de aşacak ve özünü yani kendini bulacak.
Anlatırken bile bu kadar kompleks olan bir konu pratikte ne kadar ince ve detaylıdır varın siz düşünün. Her zaman bir yerden bir yere gitmek için bir yol- yöntem gerekir. Bölünmüş kişilikten, bütünleşmiş kişiliğe ve oradan da gerçek kendine varmak için kesinlikle doğru bir yol ve o yolda siz yürüdükçe önünüzü aydınlatacak bir rehber olmalıdır.

unnamed-(1).20150414115855.jpgİşte Orijinal Yoga Sistemi bu yoldur, rehber de gerçek bir Üstattır, bir uzmandır. O uzman ki bu yolu daha önce yürümüştür, zorlukları görmüştür ve yeni yolculara tavsiyelerde bulunacak kadar olgundur. Eğer bir yolunuz-yönteminiz ve bu yolda size tavsiyelerde bulunacak kadar uzman bir rehberiniz yoksa “kendini bul!” tarlasında daha çok dolanır da kendinizi kaybedersiniz, benden söylemesi)

Not: Enerjisel kişilik yapıları, kendini savunma yöntemleri, enerji alanının (auranın) renklerine göre kişiliğin yapılanması, enerjisel etkileşim ve ilişkiler konularında detaylı bilgi için Büyük Üstad Paramahamsa Akif Manaf’ın “Yoga: Prana Vidya Biyoenerji Bilimi” kitabını inceleyebilirsiniz.

Sevgiler

Şems Uzuneser
Yoga Academy antrenörü
www.yogaakademi.com

"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."
Yorumlar