Teslimiyet pek çok şey içeriyor, bırakmak, vermek, vazgeçmek, ölmek vs...
Bunlar çok hoş görünmese de bunları başarırsak eğer, teslimiyet yenilenmeyi getirir. Teslimiyet ve yenilenmek, bu iki olgu ilk bakışta birbiri ile ilgili görünmese de aslında çok tam da içiçeler.
Hayat bir akıştır, bir nehirdir. Bir nehri kenarında durup izlediğinde sürekli akan suların her an yenilendiğini görürsün. Nehir hep bir dinamik ve akış içindedir, hep yenilenir, aynı suda ikinci kez yüzemezsin.
Hayatta böyle, hep akan bir nehirdir, anların arka arkaya aktığı bir nehir, bir an diğer anın aynısı olmaz. Her an yeni bir andır ve eğer kişi bunun farkındaysa ve bu farkındalıkla yaşıyorsa her an yeni bir insan olacaktır. Burada anahtar unsur farkındalıktır. Akışın farkında olmak, akışı gözlemlemek ve akışın içinde bilinçli bir şekilde akmak.
Evrensel yasalar var, bunlardan birisi de ikilik/düalite yasası, bu evrende her şey zıttı ile vardır. Yani almak ve vermek, tutmak ve bırakmak, doğmak ve ölmek...
Aldığın zaman vermek zorundasın, hep almaya tutunursan hayat sana zorla verdirir, acı çekersin. Çünkü sen ne yaparsan yap, evrensel yasalar hep orada, onları atlatamazsın. Bir an tutunca, diğer an bırakmak zorundasın. Doğunca ölmek zorundasın.
Yaşam nehrinde huzur ve neşe ile yüzmek istiyorsak, bu nehrin kurallarına da uymak zorundayız. Nehir bazen yavaşlar ve huzur verir, bazen delice akar ve heyecan verir. Kendini nehre bıraktığında nehir sana hem huzuru hem heyecanı yaşatır ve seni alıp götürür. Nehri kontrol edemezsin, onun içindeyken istediğin yöne yüzemezsin, o seni kendi istediği yöne götürür, ona teslim olmak zorundasın.
Hayatta böyle, onunla mücadele etmek, savaşmak, onu kontrol etmeye çalışmak boş ve yorucu çabalar olacaktır. Onun yerine hayatın akışını ve kurallarını anlayıp ona göre içinde akmak akıllıca olacaktır. Bunu yapabilmek için hayata teslim olmak gerekir. Akışa teslim ol!
Hayata teslim olunca her şeyin rahatladığını, kolaylaştığını, yenilendiğini göreceksin. Bu kadercilik değil, yanlış anlaşılmasın. Bu kontrolü bırakmak ve hayatla birlikte akmaktır.Yani bu evren ve evrensel yasalar bizden önce de vardı, bizden sonra da olacak. Onların üzerine çıkamayız, bunu görmek lazım.
Bu evreni tezahür ettiren bir zeka var, o zekaya saygı duymak ve ona teslim olmak gerekir. Kadercilik hiçbir şey yapmamak demek. Oysa teslimiyet için bilincin yükseltilmesi gerekir. Bunun için çaba gerekir. Bilinç yükseltilerek evrensel akış, evrensel prensipler, karma anlaşılmalı ve idrak edilmelidir. Bu kesinlikle kadercilik değil, kaderi aşmak demektir.
Aslında bu konularda yazılmış tonla kitap, makale, hikaye vs var fakat kaç kişinin hayatı bu şekilde dönüşüyor? Çok az. Çünkü bu konuda yetkin bir öğretmen/eğitmen olmadan bu iş imkansızdır. Bir Üstad gerekir, başka türlü olmaz. Bir Üstad eğitmenden çok farklıdır. Eğitmen sadece okuduğunu, uyguladığını, deneyimlediğini bilir ve onları aktarır. Oysa bir Üstad kişiye direk o deneyimi yaşatır, bir kişinin yıllarca varmaya çalıştığı noktaya Üstad öğrencinin hazır olduğunu görürse bir anda çıkartır.
Bu arada bilincini yükseltmek isteyenler için bir başlangıç olsun diye şu bilgiyi verelim:
Bilinç dediğimiz şey enerji ile doğru orantılıdır. Enerji ne kadar yüksekse kişinin bilinci o kadar açık olacaktır. Birey bilinç üzerinde pek kontrol sağlayamaz ama enerji üzerinde sağlar. O yüzden enerjiyi yükselterek bilinci yükseltme imkanı var. Peki enerji nasıl yükselecek? O da nefesle bağlantılı. Yani nefes, enerji ve bilincin yükselmesinde anahtar kelime.
Büyük Üstad Akif Manaf “Yoga: Pranayama –Nefe Sanatı” isimli kitabında 600 den fazla nefes tekniği vermiş. Bu teknikleri uygulayarak bir anlamda Üstad ile çalışmış olacaksınız, böylece önce fiziksel sağlığınızı sonra da enerjinizi yükseltebilirsiniz, ve sonuç yüksek bir bilinç olacaktır.
Sevgilerimle
Şems Uzuneser
www.yogaacademy.com.tr
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."