Ego kelimesini son zamanlarda o kadar çok duyuyoruz ki, egosu yüksek, hiç egosu yok, egoist… Bir egodur gidiyor… Nedir bu ego, ne işe yarar, iyi bir şey mi, kötü bir şey mi?
Ego konusunu Büyük Üstad Akif Manaf “Ego Nedir ve Nasıl Aşılır” kitabında oldukça detaylı ve basit bir şekilde anlatmış. Bizde bu kitabın ışığında bu konuyu inceleyeceğiz.
Ego, kelime anlamı ile ‘benlik’ demektir. Yani herkeste ego var. Egoya sahip olmamak diye bir şey yok, çünkü herkeste benlik duygusu vardır. Herkes ‘ben’ duygusundan oluşan bir kişiliğe sahiptir. Herkes bireyseldir. Benlik var olmaktan kaynaklanır. Eğer varsanız egonuzda var demektir.
Birey daha doğduğu anda bir kişiliği vardır. Birkaç aylık bebeklere baktığınızda onların farklı kişilikleri olduğunu görürsünüz. Yani bazı bebekler çok ağlar, bazıları daha sakindir, bazıları daha minicikken çok yaramazdır, kimisi huysuzdur, kimisi ne verseniz yer, kimisi de yemek görünce ağlamaya başlar.
Yani daha bebekken bir kişilik var, bir benlik var. Çocuk daha konuşmayı yeni öğrendiğinde ben şunu seviyorum, şunu sevmiyorum, ben onu istemem, bunu isterim, ben oraya gitmem buraya giderim gibi şeyler söylemeye başlar. Yani ‘ben’ i kullanmaya başlar. Çünkü bir benliği, egosu vardır.
Aslında benlik duygusu ruhtan gelir, o yüzden egoyu yok etmek yerine kontrol etmek üzerine çalışmak gerekir. Ego kişiye bireysellik kazandırır. Ben duygusu kişiyi diğerlerinden ayırır. Benlik bu anlamda önemlidir, gereklidir, kişinin yaşamını idame etmesini sağlar. Fakat tehlikeli nokta benlik duygusunun bencilliğe dönüştüğü noktadır, o noktada kişi egonun altında ezilir, yıpranır. Benlik, ego ne zaman bencilliğe, egoistliğe dönüşür?
Bir kere her cümlenin başında ‘ben’ kullanmak ciddi bir bencillik göstergesidir. Ben şuyum, ben buyum, benim şuyum var, benim buyum var, ben öyle dedim, ben bunu istiyorum gibi benle başlayan her cümle kişinin ne kadar bencil olduğunu gösterir. Bencil olmak, her şeyi ‘ben’ için yapmak, istemek demektir. Yani ben varım, bu evren de benim için var demektir. Bu büyük bir yanılgıdır ve kişiyi sadece acılara sürükler.
Kişilik bu bedene aittir, ruha değil. Bu bedeni ve bedenin kişiliğini kendiyle özdeşleştiren birey, bu maddi benliğe ne pahasına olursa olsun sahip çıkacak ve onu korumak için her yolu deneyecektir. Böyle bir kişi her şeyi sadece kendi ‘ben’i yani bencilliği uğruna yapar. Kendisi için çalışır, kendisi için sever, kendi çıkarları için planlar yapar. Böyle bir kişi egosunu daha da güçlendirir, maddi bedene daha çok sarılır. Oysa ‘ben’ daraltan, kısıtlayan bir kavramdır.
Sürekli ‘ben’ diyen kişi kendini çok önemser. Bütün toplum, dünya hatta evren onun çevresinde dönüyordur, o merkezdir, her şey onun için vardır. Ve böylece kendini toplumun kalanından ayırır. Aslında bu şekilde insan kendini yalnızlığa mahkum eder. İnsan her ‘ben’ dediğinde bu ayrılma biraz daha artar. İnsanların çoğu bencillikleri yüzünden kendilerini toplumdan ayırmıştır ve yalnızlık çekmektedir.
Böyle kişiler kendilerini bir hücreye hapsetmişlerdir; benlik yani ego hücresine. Onlar yaşamları boyunca mutlu olamazlar, kim bir hücrede mutlu olabilir ki… Bakın çevrenize, böyle bir sürü insan görebilirsiniz… Bu kişiler mutluluğu oynayabilirler, kendilerini güçlü, mutlu, başarılı gösterebilirler, ama eğer siz gerçeklerin yolunda iseniz onlar hakkındaki gerçeği de görürsünüz. Bencil insan yalnızdır, çünkü onun dünyasında sadece ‘ben’, yani kendisi vardır, başkasına yer yoktur.
Maddi benlik ruhi benliğin yansımasıdır, ondan gelir. Maddi benlik bu dünyada, bu evrende var olmak, yaşamak için vardır. Sadece bir araçtır, kişinin kendisi değildir. Yani bir gün doğduk ve bir gün öleceğiz. Doğum ve ölüm arasında geçen yaşamda var olabilmek için ego yani benlik bizim aracımızdır. Beden öldüğünde benlik de ölür. Nasıl bedene bağlanamazsak benliğe de bağlanamayız.
Egoyu yok etmek mümkün değil dedik, o zaman egonun etkisinden nasıl kurtulacağız. ‘Ben’ yerine ‘sen’ koyarak. Egoya sahip çıkmak yerine egoyu topluma, dünyaya, evrene hizmet için kullanarak. Yaptığımız her şeyi kendimiz için değil toplum için yaptığımızda egonun baskısından, kontrolünden kurtulabiliriz. O zaman sahip olduğumuz maddi ego bizi ezemez.
Yoga Academy’nin sloganı “Hepimiz evren için, evren hepimiz için” dir. Bu şu demektir; biz evren için var olduğumuzda evren de bizim için var olur. Yani egodan, bencillikten kurtulmanın en kestirme ve garanti yolu evren için var olmaktır, yaptığınız her şeyi evren için yapmaktır.
Yoga Academy öğrencileri Büyük Üstad ile birlikte uyguladıkları Orijinal Yoga Sistemi sayesinde kısa sürede bencillikten sencilliğe geçerler ve artık ‘ben’ için değil ‘sen’ için çalışmaya başlarlar. Çünkü bu beden ve bu bedene ait ego geçidir, bedenin ölümü ile her şey biter, bu yüzden de onlar için yapılan her şey de geçidir, boşunadır. Kalıcı olan, gerçek olan ruhi benliktir.
Eğer gerçek ruhi benliğinizi yani kendiniz hakkındaki gerçekleri ve doğruları öğrenmek istiyorsanız gerçek ve doğru yöntemler uygulamalısınız. Bu böyledir; ancak gerçek araçlar sizi gerçeklere götürür. Yanlış araçlar sizi yanlış sonuçlara götürür. O yüzden kendi gerçeğinizi, ebedi ruhi doğanızı, ruhi egonuzu arayın.
Bunun için en etkili ve kestirme yol Orijinal Yoga Sistemidir, ayrıca bu yolda size aynalık yapacak bir Üstad olmalıdır. Ego çok ince düzeylerde ortaya çıkabilir, yani bazı durumlarda egosal davrandığınızı anlamayabilirsiniz. Kişi kendini çok haklı bulduğu bir durumda aslında egosuna yenik düşüyor olabilir. Ama eğer bir Üstadınız varsa o, sizin egonuza ayna tutarak sizi bu konuda uyandırabilir. Aksi halde kendi egosuna yine kendi egosu ile bakan birisi egosunu kontrol edemez.
Şems Uzuneser
Yoga Academy Eğitmeni
www.yogaacademy.com.tr
https://www.facebook.com/pages/Yoga-Academy/155455811146419
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."