Bilim insanlarının araştırmaları, Zika virüsünün mikrosefaliyle bağlantılı olduğuna işaret ediyor. Zika virüsü soğuk algınlığına benzer ağrılar, ateş, gözlerde yanma, eklem ağrıları ve deri döküntüleri gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Guillain-Barré sendromu, kaslarda güçsüzlüğe ve daha ciddi durumlarda acil bakım gerektirecek nefes alma sorunlarına neden oluyor. Araştırmanın baş yazarlarından Paris'teki Pasteur Enstitüsü'nde görevli Profesör Arnaud Fontanet "Guillain-Barré sendromu gördüğümüz hastaların durumu genellikle daha hızlı kötüleşiyor" dedi.

Fontanet, hastaların 'akut evre'yi aştıktan sonra ise iyileşme belirtileri gösterdiğini söyledi. Kan örneği alınan 42 hastanın hiçbiri ölmedi ama hastalığa yakalandıklarından birkaç ay sonra yürümek için yardım almak zorunda kaldıkları görüldü. Uzmanlar, Zika virüsünün görüldüğü ülkelerde daha farklı sinir hastalıkları vakaları için hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti.

BBC'nin haberine göre, Glasgow Üniversitesi'nden Profesör Hugh Willison, "Bireysel seviyede, insanları Zika virüsüne yakalanmaları durumunda doğrudan Guillain-Barré sendromuna da yakalanacakları düşüncesiyle korkutmamalıyız, çünkü risk aslında düşük" dedi. Willison, "Ama eğer bir milyon kişi Zika'ya yakalanırsa, beklenmedik Guillain-Barré vakaları da yüzlerce olabilir" diye konuştu. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre son haftalarda Brezilya, Kolombiya, El Salvador, Surinam ve Venezuela'da bu sendroma yakalananların sayısında artış oldu. Wellcome Vakfı Müdürü Doktor Jeremy Farrar, "Bu araştırma, Zika ile Guillain-Barréarasındaki nedensel ilişkiye dair en ikna edici kanıt" dedi.

Brezilya’da başlayan ve hamile kadınlara bulaşması sonucunda kusurlu bebekler doğmasına neden olan Zika virüsü ile ilgili endişe her geçen gün artıyor. Hızla yayılması ve tedavi edici ilacının olmaması üzerine Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), küresel çapta acil durum ilan etmişti. Anadolu Sağlık Merkezi Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Türkoğlu, virüs için bulaştırıcı olan Aedes cinsi sivrisineklerin Türkiye’de de bulunduğunu söylüyor. Prof. Dr. Türkoğlu, “Sivrisinek aktivitesinin bulunmadığı kış mevsiminde ülkemizde bir salgın tablosunun çıkması beklenmese de yaz aylarında salgından etkilenmemek için önlemler alınmalı” diyor.