Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara İsmailoğlu, yeşil yapraklı sebzelerin yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan gizli kalmış birçok önemli özelliğini anlattı.
Son yıllarda gerek zaman darlığı gerekse yoğun çalışma temposu sonucu unutulan sağlıklı beslenme düzeni insanların farkındalığının artması sonucunda tekrar hak ettiği değeri bulmaktadır. Modern beslenmede en eksik olan besinler yeşil yapraklı sebzelerdir. Yeşil yapraklı sebzeler kan dolaşımını ve solunum sistemini güçlendirir. Dolayısıyla kentleşmenin yoğun olduğu; kırsaldan uzak yerlerde yaşayan insanların özellikle yeşil yapraklı sebzeleri beslenmelerinde önemli bir noktaya koymaları oldukça önemlidir.
Yeşil yapraklı sebzeler çiğ olarak taze tüketildiğinde etkileri daha net gözlemlenmiştir. Ayrıca yeşillikleri yıkadıktan sonra kurutmanız kullanacağınız sosu daha iyi çekmesini sağlar. Böylece daha az sosla daha lezzetli bir tat oluşmasını sağlamış olursunuz.
İşte bazı yeşil yapraklı sebzelerin özellikleri...
111
Maydanoz
Birçok maydanoz çeşidi olmasına rağmen en çok bilinen iki türü vardır. Bunlar düz ve kıvırcık yapraklı olanlardır. Düz yapraklı olan maydanozlar daha sivri ve kıvrımsız olup İtalyan maydanozu olarak da bilinmektedir. Bu türün sağlık yararları daha iyi bilinir ve tıbbi olarak kullanımı daha yaygındır. Her ne kadar günümüzde ödem söktürücü olarak bilinse de maydanozun bilinmeyen birçok özelliği mevcut;
İçerdiği C vitamini portakala oranla 3 kat daha fazladır. Dolayısıyla soğuk algınlığına karşı koruyucudur. A vitamini öncüsü olan beta-karoten içermesi nedeniyle ise maydanoz tüketiminin meme kanserini önleyici özelliği de mevcuttur. Tümörlerin önlenmesi için de yararlıdır. Özellikle kolon ve serviks kanserine neden olan anormal ve hızlı hücre bölünmesini önler. İçerdiği antioksidanlar ve flavonoidler de tümör ve kanserin gelişiminin önlenmesinde yardımcıdır. Mesaneyi güçlendirir. Böbrek taşları oluşumunu önler. Kan şekerini normal seviyede tutmaya yardımcı olur. Düzenli tüketimi kan basıncını düşürmek için de faydalıdır ve yüksek tansiyona bağlı olabilecek hastalıkların riskini azaltır.
İçerdiği yüksek klorofil ile kanı artırıp oksijeni metabolize eder. Böbrek, karaciğer ve idrar yolunun temizlenmesinde katkıda bulunur. Özellikle böbrekte fazla su ve tuzun atılımını sağlar. Bunun sonucunda adet öncesi ve menopoz dönemlerinde vücutta biriken ödemi atmaya yardımcı olur.
Ara öğünlerde tercih edilebilecek bir tarif hem de vücudunuza detoks etkisi bırakacaktır. Hazırlarken katı meyve sıkacağı kullanınız.
Su, Ispanak, Maydanoz, Kereviz sapı , Elma, Zencefil, Limon
112
Dereotu
Son zamanlarda yapılan çalışmalar dereotunun iştahı kapattığı yönündedir. Böylece daha rahat diyet yapmanıza yardımcı olmaktadır.
Kansere karşı koruyucudur. Emziren bireylerde anne sütünü artırıcı özelliği mevcuttur. A, C ve E vitaminlerinden zengindir. Özellikle sigara dumanına maruz kalan sosyal içicilerde vücutta oluşan bazı toksinlerin temizlenmesinde yardımcıdır. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarını önlemede yardımcıdır. Metabolizmayı temizler ve vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlar. Ağrı ve krampları önler. Sinirleri yatıştırır ve stresi azaltır. İshale iyi gelir ve hazımsızlık sorununun çözümüne yardımcı olur. Anti-histaminik özelliği ile alerji, hapşırma ve öksürüğe iyi gelmektedir. Hormonları düzenleyerek adet kanamalarını düzenler. İçerdiği yüksek kalsiyumla kemik ve diş sağlığında özellikle menopoz dönemindeki bayanlarda görülebilecek kemik kayıplarına karşı koruyucudur. Yapılan çalışmalarda düzenli tüketimi trigliserid düzeyini % 50, toplam kolesterolü ise % 20 oranında düşürdüğü kanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalarda bazı mikropların gelişimini engellediği kanıtlanmıştır.
Yine yapılan çalışmalarda fazla mide asidi üretimini baskılayarak mide lezyonu (ülser vb) gelişimini önlediği kanıtlanmıştır.
1 avuç (ortalama 28 gram) taze dereotu;
12 kalori olup,
Günlük A vitamini ihtiyacının %43’ünü,
Günlük C vitamini ihtiyacının %40‘ını karşılamaktadır.
113
Roka
A, C ve K vitaminlerinden zengindir. Yüksek miktarda folat, kalsiyum ve demir içermektedir. Özellikle gebelik döneminde ön plana çıkan folat, bebeğin nöral tüp defektleri denilen doğum kusurlarına karşı koruyucudur. İçerdiği antioksidanlar sayesinde akciğer ve bağırsak kanserleri başta olmak üzere birçok kansere karşı koruyucudur. Düzenli tüketimi K vitamini açısından çok önemlidir; bu sayede beyin hücrelerinde yaşla birlikte oluşan tahribatı en aza indirmektedir. Kış aylarında salgın hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirmek adına daha fazla roka tüketebilirsiniz.
100 gram çiğ roka;
25 kalori olup,
160 mg kalsiyum,
170 mg omega 3,
130 mg omega 6,
2,6 g protein içermektedir.
Günlük K vitamini ihtiyacının tamamını,
Günlük folat ihtiyacının % 24‘ünü karşılamaktadır.
Rokayı yıkarken bol su kullanın. İyice arındırmak için 1 kaseye su doldurun, yarım su bardağı sirke ekledikten sonra 15-20 dakika suda bekletin.
114
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.