Genç ve ince görünme arzusu bir yana, yakmaya çalıştığımız yağlarımız aslında sağlığımız için çok önemli. Vücut ısısını düzenlemeye yardımcı oluyor, darbelere ve kemik kırıklarına karşı korumada önemli rol oynuyor, bazı vitaminlerin depolanmasını sağlıyor. Yani sağlığımız için yağ dokusu şart ama onun da ölçüsü var! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, vücutta yağ oranının kadınlarda yüzde 30’dan, erkeklerde yüzde 25’den fazla olmaması gerektiğini aksi halde ciddi hastalıklara zemin hazırlayabildiğini belirterek “İdeal yağ oranı kadar, yağın toplandığı vücut bölgesi de önemli. Bel çevresindeki yağlanma risklidir; insülin direnci gelişebilir, diyabete eğilim başlar. Karın bölgesi yağlanmasında reflü sık görülen hastalıklardandır. Basen bölge genişliği olanlarda ise çoğunlukla östrojen dengesizliği görülür, adet dönemleri bozulabilir” diyor. Kadınlarda kalça ve basen, erkeklerde ise karın bölgesindeki yağları yakmanın daha zor olduğunu vurgulayan Dr. Belma Bayraktar, yağlanmaya yol açan nedenleri ve bölgesel incelme yöntemlerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
KRİYOLİPOLİZ
Yağ dokusuna soğuk uygulama ile bunların parçalanarak dokudan uzaklaştırılması esasına dayanıyor. Hayli popüler, etkili ve güvenli olan yöntem, 8 haftalık aralıkla yapılıyor, seans süresi 45-60 dakika sürüyor.
Kimlerde uygulanabilir?: FDA tarafından onaylı olan Kryolipoliz, erişkin yaşta herkese uygulanabiliyor. Yan etkisi yok. Yağ yıkımına bağlı kan yağlarında yükselme ve karaciğer testlerinde bozulma saptanmadığı, güvenli olduğu bildiriliyor.
ULTRASON (HİFU)
Ultrason dalgaları hedeflenen bölgeye yollanıp, yağ dokusunda parçalanma yaparken ayni zamanda ciltte sıkılaşma da görülüyor. Kızarıklık, morluk, ağrı olabiliyor. Ayda 1 -3 seans uygulanıyor.
Kimlerde uygulanabilir?: Obez olmayıp bölgesel yağlanması olan kişilerde kullanımı uygun. Düşük ve yüksek frekanslı uygulamaları mevcut olmakla birlikte yöntemin artık yüksek yoğunluk uygulamaları daha çok tercih ediliyor.
RADYOFREKANS
Yağ hücreleri ısıtılarak yok ediliyor. Sıkılaştırma özelliği de olan bu yöntemde, uygulama süresinin kısa olması avantaj. Tüm bu sistemlerde ılımlı bir düzeyde incelme sağlanıyor ancak beklenti yüksek tutulmamalı. Zayıflama amaçlı kullanılmamalı. Radyofrekans uygulamasının dezavantajı ağrılı olması. Fakat lokal anesteziyle yapılması da uygun değil. Ağız yoluyla ağrı kesici alınabilir. Ehil ellerde yapılmalı; dikkatli olunmazsa yanık, yağ dokusunda çökme, yara izi kalabilir.
Kimlerde uygulanabilir?: Lokal yağ fazlalıklarında öneriliyor. İdeal kiloda, düzenli egzersiz yapan, sağlıklı beslenen, lokal yağ çıkıntıları olan kişilerde uygulanmalı.
ENJEKSİYON LİPOLİZ
Bir takım yağ yakıcı maddelerin direk olarak yağ dokusu içine enjeksiyonla verilmesi yöntemi. Bölgesel incelme yanında sıkılaşma da sağlıyor. Kızarıklık, ağrı, morluk, ödem oluşsa da geçici. 10 gün aralıklarla yapılan yöntem en az 8 seans uygulanmalı, daha da devam edebilir. Son zamanlarda hızlı iyileşme süresi ve daha az yan etkisi olması nedeniyle daha sık tercih ediliyor.
Kimlerde uygulanabilir?: Karaciğer, böbrek, diyabet, kanser hastalığı olanlarda uygulanmamalı. Eriyen yağlar böbrekler yoluyla atıldığı için böbrek fonksiyonları normal olanlara yapılmalı.
YAĞLANMAYA YOL AÇAN FAKTÖRLER
Sağlıksız beslenme: Aşırı yağlı ve karbonhidrattan zengin gıdalar yenilmesi, alkol, şekerli içecekler, bisküvi, çikolata ve cips gibi abur cubur tüketimin fazla olması yağlanmayı artırıyor.
Hareketsizlik: Hareketsiz bir yaşam tarzı, fazla kilo ve yağların başlıca nedenlerinden biri. Haftada en az 3 gün 30 dakika tempolu yürüyüş ya da yüzme yağlanmayı azaltıyor.
Genetik etkenler: Genetik faktörler kilo alımı ve yağ sorununda büyük rol oynuyor. Bunun yanı sıra yaş, cinsiyet ve hormonal etkiler de kilo alımını kolaylaştırıyor. Menopoz dönemi de yağlanmanın vücutta fizyolojik olarak arttığı bir dönem olarak karşımıza çıkıyor.
Psikolojik nedenler: Psikolojik nedenler de kiloyu yöneten asıl unsurlardan biri. Yalnızlık ve mutsuzluk hissiyle bir şeyler atıştırmak kilo artışı ve yağlanmaya yol açıyor.
Metabolik hastalıklar: Bazı metabolik hastalıklarda kilo artışı olabiliyor. Tiroit bezi az çalıştığında vücut kalori harcayamadığı için kilo artışına yol açıyor.