Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olarak tanımlanabilir. Günümüzde yanlış beslenmeye bağlı olarak çok fazla kişide reflü hastalığı vardır fakat çok azı bu durumu farkederek uzmana başvurur. Hastalar hekim kontrolü dışında ilaç kullanarak tanı konulmasını geciktirirler. Uzmanlar reflünün klasikleşen belirtilerinin görülmesi durumunda acil olarak bir hekime görünmeleri gerektiğini belirtiyor.
Reflünün Belirtileri
Reflünün pek çok belirtisi olduğunu söyleyen Gastroentroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, göğüste ve boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide ve göğüs ağrısı dışında yutma zorluğu, ses kısıklığı, açıklanamayan öksürük, geceleri olan astım atakları, inatçı diş ve dişeti hastalıkları, kronik sinüzit ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarının da reflü belirtisi olabileceğini vurguladı.
Tedavi edilmeyen reflü, genetik olarak yatkın kişilerde yemek borusu kanserine neden oluyor. Düzensiz ilaç kullanımı reflü hastalığında kalıcı çözüm sağlamamaktadır. Bu durum, yemek borusu kanseri dahil yemek borusu veya yemek borusu dışı çeşitli hastalıklarının geç tanı almasına sebep olabilir. Reflü, yemek borusunda ülserler, larenjit, ses kısıklığı, akciğer enfeksiyonu, astım ve bronşektazi gibi kalıcı akciğer hasarına da neden olabilir. Vurgulanması gereken bir başka husus ise reflü hastalığının şiddetinin şikayetler ile paralellik göstermeyeceğidir.
Reflü tanısı nasıl koyulur?
Her ne kadar reflü tanısı hastanın öyküsü temelinde konulsa da teknolojik gelişmeler ile günümüzde reflünün şiddetini ölçmek ve alt tiplerinin tanısını koymak mümkündür. Bu yolla gereksiz ilaç tedavisi ve cerrahi işlemler önlenebilir.
Reflü tedavisinde neler yapılır?
Yeni başlayan, kısa süreli ve hafif şiddetli hastalıkta hayat tarzı değişikliği (diyet, kilo verme, yatak başı yükseltilmesi vs.) ve ilaç tedavisi uygulanır. Tedaviye dirençli, sık tekrarlayan ve şiddetli hastalıkta daha kuvvetli asit baskılama stratejileri kullanılabilir. Medikal tedavi ile semptomların yeterince kontrol edilemediği, uzun süreli ilaç kullanımının sakıncalı olduğu veya mide fıtığı gibi yapısal değişikliğin olduğu durumlarda ise cerrahi uygulanabilir.