Önceden yapılmış 23 araştırmayı mercek altına alan York Üniversitesi araştırmacıları, sosyal hayat ile sağlık arasındaki ilişkinin sanıldığından çok daha güçlü olduğunu belirlediler. Bilim insanları, veriler sağlıklı insanlar ile karşılaştırıldığında, yalnız olmanın koroner arter hastalığı riskini yüzde 29 artırdığını ortaya koydular. Yalnızlığın felç riskin de yüzde 32 yükselttiği sonucuna ulaşıldı. Buna göre, zayıf bir sosyal yaşam en az anksiyete ya da iş yerindeki yoğun stres ile aynı değerde sağlık üzerinde bir risk faktörü.

Araştırmacılar yalnızlığın 3 büyük etkisinden söz ediyor. Bunlardan biri depresyon. Yalnızlık kaynaklı depresyon beraberinde birçok sağlık problemine davetiye çıkarıyor. İkinci etki ise; izole hissetmek sigara içme, düzenli egzersiz yapmama, doktora düzenli gitme alışkanlığını bırakma gibi sağlıksız alışkanlıklara yol açabiliyor. Bir diğer etki ise tamamen fiziksel. Yalnızlık vücudumuzun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor. Bağışıklık sistemindeki olumsuz etki de yine hastalıklara davetiye çıkarıyor. Yalnızlık aynı zamanda stresle mücadele yeteneğini köreltiyor.

Brigham Young Üniversitesi’nin yayımladığı bir rapor ise dikkat çekici. Bu rapor yalnızlığın ömrü kısalttığını söylüyor. Çalışmada 3 milyondan fazla insanla yapılan 70 araştırma incelenmiş. Buna göre, sosyal bağları zayıf olan insanlarda hastalıklara bağlı ölüm riskinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Risk oranı yalnızlığın türüne göre değişiyor. Örneğin sosyal izolasyon bu riski yüzde 29, yalnız yaşamak ise yüzde 32 oranında yükseltiyor. Araştırmanın yazarı Dr. Tim Smith Bu yönüyle yalnızlığın obezite ve madde bağımlılığı kadar tehlikeli olduğunu belirtiyor. Smith, “Yalnız yaşayan insanların sayısı, en yüksek orana ulaşmış durumda. Bu hızla devam ederse, gelecekte muhtemel bir yalnızlık salgını olabileceğini düşünüyoruz” diyor.

Bir başka araştırma da yalnızlığın kalp sağlığı üzerine etkisinden söz ediyor. ABD’de yapılan ve sonuçları “American Journal of Cardiology” dergisinde yayımlanan araştırma; kalp krizini izleyen 4 yıl süresince, yalnız yaşayanlarda ölüm olasılığının yalnız yaşamayanlara göre yaklaşık yüzde 35 daha fazla olduğunu ortaya koydu.