Diyarbakır Dicle Ünivesitesi’nin düzenlediği ’Tüm Yönleriyle Şiddet Çalıştayı’ Diyarbakır’da toplandı. Çalıştayda konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aile içerisinde şiddet denildiğinde hep kadına yönelik şiddetin aldığılandığını, bu algılamanın doğru olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Tarhan, "Ekonomik olarak yapılması gerekenler, mesela aç bırakmak şiddettir, sevgisiz bırakmak da şiddettir. Kadın, erkek özellikleri açısından ele aldığımız zaman, mesela bir erkek için cinsellikten mahrum bırakmak da bir şiddettir, erkeğe. Bu nedenle şiddeti sadece kadına yönelik şiddet değil, aile içerisindeki şiddet olarak ele almak gerekiyor" dedi.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü’nün düzenlediği, Tüm Yönleriyle Şiddet Çalıştayı başladı. Çalıştaya Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 23 öniversiteden 46 bilim adamı, öğretim üyeleri, akademisyenler, gazeteciler ve öğrenciler katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün internet, uydu kanalları ve benzeri iletişim araçlarının şiddeti yaygınlaştırarak, normalleştirdiğini savundu.
Çocuklar çete kurmakla övünüyor!
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç da internet, medya gibi hayatın her alanında şiddet içerikli görüntülerle karşılaşıldığını söyledi. Prof. Dr. Saraç, "Küçücük çocuklar çete kurmakla övünüyor. Adam öldürmekle övünüyorlar, birbirlerine karşı. Ve o kadar övünüyorlar ki, bir süre sonra sanal ortamdaki o adam öldürmeyi çok rahat bir şekilde normal günlük hayatta uygulamaya geliyorlar" dedi.
Daha sonra, Dicle Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü öğrencilerinin hazırladığı kısa metrajlı, ’Aile içi şiddet’ konulu filmi gösterildi.
Aile de güven ortamı çok önemli!
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ’aile ve toplumda sevgi’ temalı konuşma yaptı. Güvenin azaldığı yerde sevginin azaldığını, sevginin azaldığı yerde de saygını azaldığını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, şöyle dedi:
"Şiddetle ilgili çalışmalarda şiddet kelimesi olumsuzu vurguluyor. Bir çocuğun şiddet görmesi, hayatının yarısını ağlayarak geçirmesi. Böyle bir durumda böyle bir toplumu düşünün. Böyle bir yapıyı düşünün. Bir toplumda hayatının yarısını ağlayarak geçiriyorsa çocuklar, o toplum ayakta kalamaz ki, devam edemez ki. Ailede güven verici ortam çok önemli. Ailenin, insanın kendini güvende hissedeceği bir liman olması, ailenin bu değerinin ayakta kalmasını sağlayacak çalışmalar, şiddeti azaltıyor. Şiddet kelimesi sonuçtur. Sebebi güven azalmasıdır. Güveni sevgi artırır. Sevginin olduğu yerde güven artar.
Sadece kadına yönelik şiddet değil!
Prof. Dr. Tarhan, aile içerisinde şiddet denildiğinde hep kadına yönelik şiddetin aldığılandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Tabi burada en büyük şiddetin kurbanı kadın ama çocuğa yönelik şiddet var, erkeğe yönelik şiddet var. Hatta bir kerede erkekler örgütleniyor, kadınlardan şiddet gördükleri ve evlere alınmadıkları için. Bizim de haklarımız var, tarzında dernekleşmeler var. Bunun iki ucunu da ele almak gerekiyor. Şiddet el kaldırmak değildir. Şiddet, şiddetin ihmal yönü de var. Ekonomik olarak yapılması gerekenler mesela aç bırakmak şiddettir, Sevgisiz bırakmak da şiddettir. Kadın, erkek özellikleri açısından ele aldığımız zaman mesela bir erkek için cinsellikten mahrum bırakmak da bir şiddettir erkeğe. Bu nedenle şiddet muhakkak sadece kadına yönelik şiddet değil. Aile içerisindeki şiddet olarak ele almak gerekiyor."