Epigenetik Kalıtım teorisi, DNA içerisindeki genlerin yalnızca biyolojik bilgi taşıması nedeniyle biraz tartışmaya açık bir konu. Fakat yine de, genlerimiz çevresel faktörler nedeniyle sürekli değişim halinde. DNA'mıza yapışan kimyasal etiketler genlerimizin açma kapama düğmelerini kontrol ediyor. Bu konudaki son çalışmalar bu etiketlerin bir şekilde nesiller arasında aktarıldığını ortaya koydu. Bu teori de içinde bulunduğumuz çevrenin tüm yönleriyle çocuklarımızın sağlığını etkileyebileceğini gösteriyor.
5 3
Bu konuda yapılan farklı çalışmalar daha göreceli örnekler sunuyor olsa da, bir önceki neslin yaşadıklarının diğerine aktarıldığı tezini destekliyor. Örneğin 2. Dünya Savaşının sonlarındaki kıtlık zamanı doğum yapan kadınların kız çocuklarında şizofreni riski ortalamanın üzerinde görülüyor. Aynı şekilde başka bir çalışma da, ergenlik çağı öncesinde sigara içen erkeklerin, oğlan çocuklarının sigara içmeyenlere göre daha ağır kiloda doğduğu gözlemlenmiş.
5 4
Rachel Yehuda’nın araştırma grubu stres hormonu düzenlemesiyle ilişkilendirilen ve travmadan etkilendiği düşünülen bir gen üzerinde yoğunlaşıyor. Rachel Yehuda, bu genin araştırılmasının önemini vurgularken, ‘ Eğer travma etkileri genlerle bir sonraki nesillere aktarıldıysa, bu olayın bulgularının stresle ilişkili olan ve çevre algımızı biçimlendiren geni araştırmak çok önemli.’ dedi. Araştırma grubu çalışmaları sonucunda soykırımı yaşayan nesilde ve o neslin çocuklarında stresten etkilenen genlerde epijenetik bulgulara ulaşırken, kontrol grubu ve çocuklarında bu tür bir bulguya rastlamadı.
5 5