Rüyalar hakkında ilginç gerçekler!

1953 yılında University of Chicago’dan uyku araştırmalarına öncülük eden Nathaniel Kleitman ve Eugene Aserinsky; uyku çalışmalarına katılan deneklerin göz kapağı seyirmesinin ardından REM uykusunun başladığını keşfetmişti. İleri seviyede teorilere rağmen insanın neden rüya gördüğü henüz tam olarak bilinmese de REM aşamasının doğası, içeriği ve fizyolojisine dair her geçen gün yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. İşte rüyalarla ilgili ilginç gerçekler…

Siyah-beyaz filmler izleyenlerin rüyaları 1942 yılında yapılan bir çalışma insanların siyah beyaz rüyalar gördüklerini ortaya çıkardı. Çalışmaya katılan 277 üniversite öğrencisinden yüzde 71’i renkli rüyaları nadiren gördüklerini ifade ettiler. 2001 yılında araştırmacılar aynı çalışmayı bir kez daha tekrarladılar ve katılımcıların yalnızca yüzde 18’i siyah beyaz rüyalar gördüklerini belirttiler. 2008 yılında, İngiliz biliminsanları, bazı insanların neden gri tonlarda rüyalar gördüklerini araştırmaya giriştiler. Çocukluğunda siyah-beyaz filmler izleyen insanların yaşamları boyunca renksiz rüya görmeye daha yatkın oldukları bulgusuna ulaşıldı.

Kadınlar daha fazla kabus görüyor Bir çalışmaya göre, bu cinsiyet temelli durum 10 yaş civarında başlıyor. Peki ama neden? Bu durum; kadınların rüyaları hatırlamada daha iyi oldukları ve kâbus görme ile uyumlu bir özellik olan yüksek nevrotik seviyeler gösterme sıklıklarının fazlalığı olarak yorumlanıyor. Özellikle de geceleri geç saatlere kadar uyanık kalan kadınlar, sabahın erken saatlerinde uyanan kadınlara kıyasla daha fazla kâbus görüyor. Yapılan bir çalışma, kâbus görme ve geceleri geç saatlere kadar uyanık kalma durumu arasındaki bağlantının en fazla 20 ve 29 yaş aralığında gerçekleştiğini gösteriyor.

Hamile kadınların rüyaları Hamile olmayan kadınlarla kıyaslandığında, bebek bekleyen kadınlar, hamileliklerinin özellikle de dokuzuncu aylarında daha fazla kötü rüyalar görüyorlar. Yapılan bir çalışma, anne adaylarının gebeliklerinin son döneminde kâbusları ortaya çıkarabilecek derecede kalitesiz bir uyku süreci geçirdikleri bulgusuna ulaştı. Tüm topluma bakıldığında ise rüyalarımız olumlu duygulardan çok olumsuz duygular içeriyor.