2017-2018 eğitim öğretim yılı bugün sona erdi. Karne heyecanı yaşayan çocuklar, zaman zaman korku ve kaygı da yaşamaktadır. "Ailem ne diyecek?" korkusunu yaşayan çocuklara biraz da anne babalar neden olmaktadır. Çocuklarının karneleri çok iyiyken yerlere göklere çıkarmaya da gerek yok, karnesi kötüyken aşağılamaya da gerek yok. Psikologlar ilerde bu durumun çocuklarda güven eksikliğine neden olabileceğine ve kaygılı bireyler haline gelebileceklerini söylüyor.
KIYASLAMA YAPMAKTAN VAZGEÇİN
Karnesi kötü olan öğrenci için, ailesinin tutumu ve tepkisi önemlidir. Alınan karneye gereğinden fazla anlam yükleyen aileler; çocuklarını aşağılayıcı, kıyaslayıcı, utandırıcı davranışlar sergiler. Bu davranışlar, çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olur. Bu sebeple karneyi çocuğun derslerle ilgili genel durumunu gösteren, gelişimi için yol gösteren bir araç olarak görmek gerekir.
KIYASLAMA ÇOCUKLARI AGRESİF VE SİNİRLİ YAPIYOR
Çocuğun kendine güvenini ve motivasyonunu olumsuz etkileyen en etkin davranışlar arasında, kendisinin sınıf arkadaşları veya başka çocuklarla kıyaslanmasıdır. Çocuklar başkaları ile kıyaslandıkça, ailelerine karşı daha agresif ve saldırgan olurlar. Çünkü bu çocuklar, ailelerini hiç memnun edemeyeceklerini düşünürler. Yaşadıkları hayal kırıklıkları kendi kapasitelerini engeller, hayat boyu ailelerini memnun etmeye çalışır ve etraflarını kontrol ederek yoğun bir kaygı yaşarlar. Çocuğun kapasitesinin üstünde beklentilere sahip olmak ve yüksek hedeflere ulaşamadığını görmek, karne döneminde hem aileler hem de çocuklar için baskı ve kaygı yaratır.
ÇOCUĞUNUZU DİNLEYİN
Çocuk karnesi ile eve geldiğinde hızla göz atmak ve hemen tepki vermek yerine, onunla karne üzerinde konuşmak için uygun bir zaman belirlenmelidir. Kötü notlar için onu cezalandırmak yerine düşük notları ve/veya öğretmenlerinin olumsuz yorumları hakkındaki fikirleri sorulmalıdır. Önce çocuk dinledikten sonra, dersler ve notlar üzerindee birlikte konuşulmalı ve anne-babanın fikirlerini uygun bir dille kendisiyle paylaşması gerekir. Çocuğu cezalandırmak anlık bir çözüm üretebilir fakat uzun süreli çözümler için olanak vermez. Ceza vermek, çocuğun kişisel gelişimini engeller. Anne ve babanın çocuğu cezalandırmadan önce başarısızlığın altındaki nedenleri iyi araştırması gerekir. Baskıcı tutumları destekleyen cezalar, çocuğu duygusal ve zihinsel olarak olumsuz etkiler.
ÇOCUĞUNUZLA BERABER PLAN YAPIN
Çocuğun iyi olan dersleri için ise takdir etmeyi atlamadan, bir sonraki dönem eksiklerini nasıl tamamlamayı düşündüğü sorulmalı ve bu konuda beraberce bir plan hazırlanmalıdır. Örneğin; matematik dersinden kötü notlar aldıysa her hafta sonu, o hafta okulda işlenen derslerin üzerinden gitmeye birlikte karar verilebilir. Ya da iİngilizce notları düşük ise, bilgisayarda keyifle oynayabileceği bir yandan da iİngilizcesini geliştirebileceği bir oyun araştırılabilir.
ÖDÜLÜ ABARTMAYIN
Karnesi başarılı olan çocukları ödüllendirirken, abartmamaya özen gösterilmelidir. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca çocuğa verilecek hediyelerin, okul başarısına ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmelidir. Maddi değeri yüksek hediyeler yerine yaşına uygun, işlevselliği yüksek hediyeler tercih edilmelidir. Hediyelere ek olarak, çocuğa sözel olarak da başarıları hakkında bol geri bildirimlerde bulunulmalıdır.
ÇOCUĞUNUZUN YETENEĞİNİ KEŞFEDİN
Çocukların yetenekleri keşfedilerek, bu yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmeleri gerekir. Yapamadıkları yerine yapabildikleri keşfedilip, bunlar için çocuk motive edilmeli ve özgüveninin gelişmesi sağlanmalıdır. Özellikle çocuğu eleştirirken yapıcı olmaya özen gösterilmeli, kötü olan dersleri için de motive edici aktiviteler geliştirilmelidir. Başarısızlığını yüzüne vurmak yerine çocuğa inandığınızı göstermeli ve düzelme olacağı hakkında onu ikna etmelisiniz. Bu durumda önemli olan, aile olarak hep birlikte çözüm aramak ve inanmaktır.