Kutsal değer Grubun onurunu savunmak adına kendini feda etme eğilimi, psikologların kutsal değer olarak tanımladığı kavrama örnek oluşturur. New York’taki New School’dan psikolog Jeremy Ginges kutsal değerleri şöyle tanımlıyor: “Bu değerler çoğunlukla cemaatin tüm üyeleri için geçerlidir. Para veya yiyecek gibi maddi şeyler karşılığında alınıp satılmaz. Kutsal değerler mutlaktır, pazarlık konusu edilemez ve ödün verilmez. Günümüzdeki çatışmaların pek çoğunun altında kutsal değer kavramı yatıyor.” Psikolog Scott Atran ve Ginges birlikte yürüttükleri bir çalışmada, kutsal değerlerin beyinde mutlak ve bağlayıcı ahlaki buyruklar olarak işlem gördüğünü ortaya çıkarttı.
16 10
İnsanlar başkasının acısını daha kolay hisseder İnsanın kendisini bir grupla özdeşleştirmesi ile o grup için mücadele etmesi aynı şey değildir. İnsanlar karşılarındaki insanların duygularını anlama yeteneğine sahiptir ve özellikle acı ve üzüntüyü daha kolay hissedebilirler. Beyin başkalarının acılarını sanki kendimiz acı çekiyormuşuz gibi işlemden geçirir. Peki savaşan askerler bu tepkinin üstesinden nasıl gelirler?
16 11
Bu sorunun yanıtını araştıran MIT’den (Massachusetts Institute of Technology) Rebecca Saxe ve Emile Bruneau, son yürüttükleri bir deneyde Arap ve İsrailli deneklere çeşitli öyküler okuttular. Öykülerin bazıları okuyucunun kendi grubundaki bireylerin fiziksel veya duygusal acı çekmeleri ile ilgiliyken, başka öykülerde okuyucunun düşman bellediği diğer gruptaki bireylerin veya Güney Amerikalı insanların (Arapların ve İsraillilerin tarafsız kaldığı bir toplum) acı çekmesini işliyordu.
16 12
Karşı grubun acılı öyküsünü bilmek empati yaratıyor Araplar ve İsrailliler, öykülerin sonunda kendi insanları ve Güney Amerikalılar için eşit miktarda merhamet duygusu beslediklerini açıklarken, karşı grubun insanları için empati beslemediklerini itiraf ettiler. Fakat beyinleri manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle tarandığında ortaya beklenmedik görüntüler çıktı. Bu sonuçlara göre bir savaşçı, düşman tarafın çektiği acılardan etkilenmemek için beyninde bir empati aralığı yaratıyordu. Bu empati aralığının kapanmasının da yolu “düşmanın” yaşam öyküsüyle ilgili bazı ayrıntıların kendisi tarafından bilinmesiydi. Benzer bir mantık, çatışmaların sonlandırılması için diyalog yoluna başvurulmasında da geçerlidir.
16 13