Zihin nasıl çalışır?
Bazı insanlar vardır; durmadan koştururlar. Hep bir şeylere yetişme, tamamlama, düzeltme telaşesindedirler. Dışarıdan bakanlar onların ne kadar çalışkan, özverili, yararlı olduklarını düşünüp imrenirler. Oysa gün sonunda bir rapor hazırlansa bu kadar çabaya karşılık verimli bir süreç yaşanmadığı ortaya çıkacaktır.
Evinizin kapısının önündeyken içeriden gelen telefon zilinin sesi, beklediğiniz önemli bir haber varsa bir an önce içeri girmeniz ve telefona yanıt vermeniz için sizi harekete geçirir. Çantanızın içindeki anahtarı aceleyle ararken bir türlü bulamaz, bulduğunuzda kilide sokarken isabet ettiremez, sonunda kapıyı açmayı başarsanız bile zil sesinin durmasıyla hayal kırıklığı yaşarsınız.
Acele etmek, telaşlı olmak, koşuşturup durmak yaşamın hiçbir anında işimizi kolaylaştırmaz. Oysa sakin ve gevşek olmak hata yapma ihtimalimizi düşürür, sağlıklı karar verebilmemizin önünü açar.
Zihnimiz tıpkı bu örneklerdeki insanlar gibi çalışır. Bir düşünceden diğerine zıplar, geçmişte olanla bağlantı kurmaya, gelecekte olabilecek bir şey için endişelenmeye, yeniden geçmişe dönmeye, oradan hiç ilgisiz bir uyarana odaklanmaya çalışır. Onun çalışma prensibi böyledir. Sakin kalamaz bir türlü.
Meditasyon nedir?
Zihnin sakinleşmesi konusunda uzak doğulular çok eski zamanlardan beri yöntemler geliştirip insanlığa armağan etmişlerdir. Bir noktaya odaklanmak, bir renge bakarak sakinleşmek, bir sesi mırıldanmak gibi pasif, dans etmek, döğüş sanatı figürlerini taklit etmek gibi dinamik içerikli birbirinden farklı yöntemler kuşaktan kuşağa aktarılmış ve her bireye kendisine uygun bir meditasyon türünü seçme şansı sunulmuştur.
Zazen; kısaca “hiçbir şey yapmadan ve düşünmeden oturmak,” anlamına gelen en üst düzey meditasyon türüdür. Aydınlanmış bireylerin Zazen yaptıkları söylenir.
Dilerseniz Zazen’i deneyin. Bir dakika boyunca hiçbir şey yapmadan ve düşünmeden oturup durabiliyorsanız zaten aydınlanmışsınız demektir ve yazının bundan sonrasını okumanıza gerek olduğunu düşünmüyorum.
Zazen’in sanıldığı kadar kolay bir yol olmadığını bildiğimden, başlangıç için batıda en çok kullanılan metotlardan birini önermek istiyorum; Çabasız Meditasyon.
Çabasız Meditasyon
Evde, otobüste, trende, metroda ya da çalışmak zorunda olmadığınız herhangi bir yerde rahat edebileceğiniz bir pozisyonda oturup gözlerinizi kapayın. Bir dakika kadar sessizce bekleyin. Dışarıdaki sesleri, kokuları fark edin. Havanın sıcaklığını, elleriniz dizlerinize dokunurken parmaklarınızdaki hissi, ayağınızın ayakkabınızın tabanına uyguladığı baskıyı hissedin.
Bir dakika sonra içinizden sessizce “hu” ya da “om” sesini (mantra) tekrar ederek içsel yolculuğunuzu başlatın. Siz derinlere inerken bir ses ya da düşünce yüzünden dikkatiniz dağılacaktır. O anda mantranızı tekrar etmeyi bırakıp sesi ya da düşünceyi isimlendirin (etiketleyin).
“Bu bir korna sesi,” “bu geçmişten gelen bir düşünce,” “bu gelecekte olabilecek bir olay,” gibi zihninizin anlam verme merakını gideren bir etiketi yapıştırıp gitmesini bekleyin.
Sonra yeniden mantranızı yavaş bir biçimde, acele etmeden, yaydığı titreşim bitene kadar bekleyip tekrar ederek yolculuğunuza kaldığınız yerden devam edin.
Sesler, düşünceler ortaya çıktıkça etiketleyip gönderin ve kaldığınız yerden devam edin. Yirmi dakika boyunca bu yöntemi uygulayıp bittiğine karar verdiğinizde bir dakika boyunca mantranızı tekrar etmeden oturup bekleyin. Sürenin sonunda gözlerinizi kırpıştırarak, yavaş yavaş, ışığa alıştırarak açın. Dinlenmiş, yenilenmiş ve tazelenmiş olarak güne devam edin.
İç dünyanıza hoş geldiniz..