Pozitif sözcükler duymamız, hayata karşı tutumumuzun olumlu olmasında tetikleyici rol oynuyor. Words Can Change Your Brain kitabının yazarları Andrew Newberg ve Mark Robert Waldman, akılda tutulan pozitif bir sözcüğün, frontal lob aktivitelerini uyardığını belirtiyor. Bu bölgenin faaliyetleri ise hareketten sorumlu motor korteksin direkt olarak bağlı olduğu özel dil merkezlerini de içeriyor.
Olumlu kullanılan dil bizi, mutlu, öz güvenli ve motive edebiliyor. Böyle zamanlarda işleri kolaylıkla halledebilmemizin altında da bu gerçek yatıyor. Kendisine aşık olunan, hayran kalınan ve kendisiyle ilgilenilen kadınlar da daha fazla motive oluyor. Bu durumda kadınlar sadece ilişkileri için değil, kendileri için de mükemmel işler yaratıyorlar.
64
Newberg ve Waldman’a göre, pozitif sözcükler aynı zamanda beynin bilişsel fonksiyonlarını da etkiliyor. Bunun sonucunda da kişi kendi hakkında daha olumlu düşüncelere sahip oluyor ve etrafına da benzer bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Ayrıca çiftlerin birbirlerine “bebeğim” diye seslenmeleri de ilişkinin sağlıklı olduğunun bir göstergesi. Çünkü sağlıklı ilişkilerde, her iki taraf da diğerinin bebek olduğunu düşünebiliyor. İlişkilerde takılan lakaplar da oldukça normal.
65
University of Washington’dan sosyoloji profesörü Pepper Schwartz, rastgele seçtiği 100.000 çiftin yüzde 76’sının birbirlerine lakap taktığını gözlemledi. Bu sözcüklerin rolü ise, çiftlerin birbirleri için ne kadar önemli olduklarını ve aralarındaki samimiyetin ne denli ileri olduğunu hatırlatması.
66
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.