Aşk, derin bir melankoliye dönüşünce…
“Aşk mutluluğu yaşayan veya aşk acısı çeken binlerce insan üzerinde yapılan araştırmalar; mutluluktan havalara uçma ya da ölümüne keder yaşama tablosuna işaret ederek, aşkın beyin üzerindeki etkisine dikkat çeker. Bazı araştırmacılar, beyinde depresyonla büyük ilişkisi olan serotonin hormonunun aşk acısı ve duygusu üzerinde de etkili olduğunu iddia etmektedir. Bu görüşlere göre, serotonin hormonunun az salgılanması aşk acısını körükler, daha dayanılmaz hale getirir. Dolayısıyla aşık olan bir kişi yemeden içmeden kesilebilir, uyku düzeni bozulabilir ve hatta psikolojik bozukluklar yaşayabilir. Çünkü aşk bir saplantıdır, melankoli halidir.”
62
Aşk ve depresyona yatkınlık
“Depresyonlu ya da depresyona eğilimli kişilerde aşk duyguları daha yoğun yaşanır. Bu yüzden aşık olanlarda, serotonin hormununun düzeyi, normal insanlara göre yüzde 40 daha düşüktür. Bu durum aşık olanların depresyona çok yatkın olduklarını göstermektedir. Aşktan dolayı üzüntü yaşayanlara antidepresan ilaçlar verilebilir ya da beyinde serotonin salgısını arttıran Manyetik Stimülasyon (TMS) da tedavide kullanılabilir.”
63
Aşık olduğunuzda beyindeki denge bozuluyor mu?
“Prefrontal Korteks; psikolojimizi kontrol eden, sol alın bölgesinin hemen arkasında yer alan, bilardo topu büyüklüğünde bir alandır. Depresif hastalarda, bu bölgenin çalışması bozulur. Bu bölgede, kafatasına yapılan güçlü manyetik uyarımlar ile kontrolden çıkan bölgenin dengesi yeniden sağlanır. Aşk hali, Prefrontal Korteks'in dengesini bozabilir. Beynin içinde badem büyüklüğünde olan ve biri sağ, diğeri sol beyin yarımküresinde olan Amigdala korkuyu kontrol eder. Aşk esnasında çekinceye ve korkuya neden olan Amigdala'nın devreden çıkması, kişinin her zamankinden daha fazla risk almasına neden olur.”
64
Aşkın takıntıya dönüşmemesi için neler yapılabilir?
“Aşk nedeniyle günlük yaşamı bozulan kişiler, bağımlılık merkezlerinde terapi görebilir. Genellikle aşırı yoğun ya da tekrarlanan aşk acılarının ardından geçmişe dair korkular çıkar. Kişinin korkularını keşfetmek, o anı ve geleceği sağlıklı yaşaması için bir zorunluluk haline gelmiş olabilir. Bunun dışında aşk acısı çekenlere yapılan terapinin en önemli kısmını, kişiye kendisi ile ilgilenme görevinin verilmesi oluşturur.”
65
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.