Her olay ve her nesne kişinin algısına göre farklı bir anlam taşır. Aynı olay birimize trajik gelirken bir başkası için komik olabilir. Birinin tonla para verip aldığına başkası dokunmak bile istemeyebilir. Yaşam tek bir akışa sahip görünse de yaşayanlar kadar çoğuldur aslında her döngü.
Parkta dolaşan köpek başını okşayan adam için sevgi ve sadakatı çağrıştırken uzaktan geçen adam için korku kaynağı olabilir. Köpek aynı köpektir oysa. Etrafı koklayarak dolaşan kuyruğunu neşe ile sallayan bir fino.
Maç aynı maçtır ama fileleri havalandıran meşin top bir takımın sevinç, diğerinin çöküş nedenidir. Hangi forma varsa üzerinizde onun temsil ettiği değerler sizi çeker. Diğerlerine ya karşı olursunuz ya da kayıtsız.
İnsan ait olma duygusunu içinde taşır hep. Bir topluluğun üyesi olduğunda, kültürünü de sorgulamadan kabul eder. "Neden yanlış, neden karşısın?" sorusuna verebileceği öznel bir cevabı yoktur çoğu zaman.
Çocuk anne babasının doğrudan aktardığı kültürü özümser ve bu kültürde iyi olan her şeyi olumlu, kötü olanlarıysa olumsuz bir cam olarak kaydeder. Değerlendirme zamanı geldiğinde uygun gözlüğü takar ve ebeveyninin gördüğünü görür.
Henüz kendi bakış açısını oturtamamış, ödünç ve sorgulanmamış değerlerle dünyayı algılayan birey kolayca manipüle edilebilir, yani yönlendirilebilir.
Sıkı sıkıya bağlı olduğu dini, ulusal, kültürel değerleri yüceltilerek ödüllendirilmişlik hissine kapılması sağlanabilir ya da bu değerlere saldırı yapılıyor denilerek kolayca provoke edilebilir (kışkırtılabilir).
Nesne ve her olaylara, ailemizden ya da toplumdan ödünç aldığımız gözlüğü çıkarıp bakabildiğimizde; tarafsız kalabildiğinizde, yıllardır yaşadığımız hipnozun derinliğini de fark edebiliriz.
Bizi kuşatan ve sorgulamadan kabul ettiğimiz her değere bir de bu açıdan bakabilirsek gerçeğin de tıpkı kral gibi çıplak olduğunu fark edebiliriz.
Başkalarından ödünç aldığımız korkulardan kurtulmanın tek yolu da budur.
Sorun kendinize; "iyi ama kime göre?" "Kötü ama kime göre?"
Ve şöyle devam edin; "bana göre..."
Uzman Hipnoterapist ve Psikolog Gani Eser, 2015