Tepkili olmak yerine bakış açınızı değiştirin Bunu yapmak yanlış yorumlama ve anlamaları azaltır. Böylece enerjinizi problemi çözmeye harcarsınız. Kişiselleştirmeden uzaklaşarak, olayları daha objektif görebilir ve daha iyi çözüm yolları bulabiliriz. Karşınızdakine söylediklerinden ya da davranışlarından dolayı kırgın, kızgın hissederseniz, reaksiyon vermeden önce en az iki ihtimali de düşünmeye çalışın. Örneğin, sevgilinizin mesajlarınızı görmezden geldiğini düşünmeye hevesliyseniz bile, onun meşgul olabilme ihtimalini de gözden geçirebilirsiniz. Eğer başkalarının davranışını kişiselleştirmekten kaçınırsanız, onları daha objektif değerlendirebilirsiniz. Bakış açınızı ne kadar geniş tutarsanız, yanlış anlaşılmaları o kadar aza indirebilirsiniz. Bir başka kişiselleştirmeyi azaltmanın yolu da, kendimizi o “zor” karakterdeki kişinin içinde bulunduğu duruma bir an için koymak. Yani empati kurmak. Örneğin, muhatap olduğunuz kişiyi göz önünde bulundurup: “Böyle olmasaydı… kolay olmazdı” ile biten cümleler kurun. Örneğin, “Eşim duygusal olarak çok mesafeli. Böyle olmasaydı duygularını belli etmeyen bir ailede yaşamak onun için kolay olmazdı.” Empatik ifadeler, nahoş tavırları hoş görmez. Asıl kaçırılmaması gereken nokta; kendinize, karşı tarafın bu olumsuz davranışlara kendi yaşamlarının/tecrübelerinin neden olduğunu ve sorunun pek de sizinle doğrudan ilgisi olmadığını hatırlatmak. Mantıklı ve makul olduğunuz sürece, başkalarının hoş olmayan tavırları onların söylediklerinden daha fazlasını söyler bize.
11 4
Mücadeleye Değer mi? Bu durum sizin enerjinizi ve moralinizi korumaya yardım eder, gereksiz problemlerden kaçınmanızı sağlar. Karşılaştığınız zor insanlarla her zaman direk yüzleşmek zorunda değilsiniz. Örneğin telefonda çok da size yardımcı olma niyeti olan bir müşteri temsilcisiyle konuşuyorsunuz, bu kişi ile mücadele etmektense, telefonu kapatıp başka bir temsilciyle görüşme seçeneğiniz olduğunu hatırlayabilirsiniz. Diğer bir durum ise bir sonraki karşılaşma olacak ise ve işinize yarayacak sonuçlar elde edecekseniz geri çekilebilirsiniz. Mesela sinirinizi bozan bir meslektaşınız varsa ve çalıştığınız projede iyi bir uzmansa sabretmeye değer. Unutmayın ki, çoğu ‘zor’ insanın size kazandırdıkları olumlu nitelikler de vardır. Her iki senaryoda da, zor durumun yüzleşecek kadar ciddi olup olmadığına siz karar vereceksiniz. İki kere düşünün ve eğer gerçekten mücadele etmeye değerse kolları sıvayın.
11 5
Konu ile kişiyi ayırın! Konu ile kişiyi birbirinden ayrı tutmayı başarabilenler, iyi insan ilişkileri olan ve güçlü bir problem çözücü olarak görebilir. Böylece daha yakınlık, iş birliği ve saygı kazanırsınız. Her iletişimde iki unsur bulunuyor. Biri karşınızdaki kişi ile ilişkiniz diğeri ise aranızda konuştuğunuz konu. Etkili iletişim becerisine sahip olanlar kişiyi konudan ayırabilir. Kişiye karşı yumuşak fakat konuya karşı ciddi ve net tavır alır. Örneğin, “Aklında olan konuyu seninle konuşmak istiyorum. Fakat sen bu şekilde bağırırsan bunu yapamam. Ya oturur ve sakince benimle konuşursun, ya da biraz vakit geçirirsin öğleden sonra konuşuruz.” İnsanlara karşı daha yumuşak ve nazik olursanız, insanlar söylediklerinize daha çok kulak verecektir. Konu hakkında keskin ve net bir tablo çizerseniz kendinizi güçlü bir problem çözücü olarak göstermiş olursunuz.
11 6
Sorularla topu karşınızdakine atın! Aktif sorular yönelterek iletişimde güç unsurunu dengelersiniz. Böylece üzerinize kurulan baskılara baskı ile cevap vermiş olursunuz. Geçimsiz insanlarda (özellikle agresif olanlarda) genel gidişat şu şekildedir: karşısındakine kendini rahatsız ve yetersiz hissettirerek dikkat çekmeye çalışmak. Tipik olarak hızlıca sizde ya da yaptıklarınızda yanlış giden bir şeyler olduğuna işaret ederler. Problemi çözmek yerine, “yanlış” olana odaklanırlar. Bu tür iletişim şekillerinde genellikle konuyu çözmek yerine, daha baskın olmaya ve kontrolü ellerinde tutmaya çalışırlar. Eğer savunmaya geçerek tepki verirseniz, sizi ağına düşürmüş ve daha fazla güç sahibi olmuş demektir. Bu dinamiği değiştirmenin basit ve güçlü yolu ise sorularla topu ona atmak. Örneğin: iş arkadaşınız “Senin önerdiğin şey, senden istediğimin yanından bile geçmedi.” Yanıt: “Yapmak istediklerinin sonuçlarını açıkça düşündün mü?” İş arkadaşınız: “Zırvalıyorsun”. Yanıt: “Eğer böyle saygısızca davranacaksan seninle daha fazla konuşmayacağım. İstediğin bu mu? Bileyim ki ona göre kalayım ya da gideyim?.” Yapıcı ve araştırıcı sorular sormaya devam edin. Işıkları onun üzerinde tutarak, üzerinizde tutmaya çalıştığı aşırı etkiyi azaltmaya yardımcı olun.
11 7