Arıların çiçeklerden ürettiği doğal bir mucize olan Propolis, arıların kovanlarını temiz tutmak için kullandıkları madde olarak bilinmektedir. Antibakteriyel özelliğinden, kansere karşı koruma özelliğine kadar bir sürü etkisi olduğu söylenen propolisle ilgili merak edilen soruları Okan Üniversitesi Hastanesi Dahiliye Uzmanı Doç. Dr. Irmak Sayın Alan yanıtlıyor.
PROPOLİS NEDİR?
Propolis, genellikle ‘arı tutkalı’ olarak bilinir ve arı ürünlerinin üçüncü en önemli bileşenidir. Esas olarak reçine, balmumu, uçucu yağlar, polen ve diğer organik bileşiklerden oluşmaktadır. Ayrıca propolis ekstraktlarında güçlü bir antioksidan olan resveratrol tespit edilmiştir. Propolis ayrıca pek çok vitamin (B1, B2, B6, C ve E) ve mineral (magnezyum, kalsiyum, potasyum, sodyum, bakır, çinko, demir ve mahganez) içermektedir. İçeriğindeki bu aktif bileşenler sayesinde propolis; antiseptik, antienflamatuar, antioksidan, antibakteriyel, antimikotik, antifungal, antiülser, antikanser, ve immünomodülatör etkileri ile tıbbın çeşitli alanlarında deneysel çalışmalarda tedavi amacıyla kullanılmaktadır.
PROPOLİSİN FAYDALARI NELERDİR?
Gastrointestinal Problemler: Bazı klinik çalışmalar propolisin barsak parazitlerinin büyümesini ve barsak yüzeyine yapışmasını engellerken, bu parazitlerin organizmadan ayrılmasını kolaylaştırdığını göstermiştir. Ek olarak propolisin inflamasyon, asit oluşumu ve Helicobacter pylori’ye karşı olan etkileri sayesindemide ülseri tedavisinde kullanılabileceği ileri sürülmektedir.
Jinekolojik Problemler: Kadınlarda vulvovajinal enfeksiyonlarda lokal olarak uygulanan propolisin antibakteriyel ve antimikotik etkileri ile belirgin klinik iyileşme sağlanırken ek olarak anestezik özellikleri nedeniyle de erken semptomatik rahatlama elde edilmiştir. Özellikle tekrarlı vulvovajinal mantar enfeksiyonlarında eş zamanlı bir tedaviden dolayı antibiyotik alamayan hastalar için propolis alternatif bir seçenek olabilir. Genital herpes vakalarında propolis merhem uygulamasının lezyonların iyileşmesini hızlandırdığı gösterilmiştir.
Ağız Sağlığı: Çalışmalar, antibakteriyel özellikleri sayesinde propolis ekstresi içeren diş macunlarının bakteriyel plak gelişimini ve periodontite neden olan patojenleri azalttığını göstermiştir. Propolisin ağız gargarası olarak kullanılan solüsyonları cerrahi veya kemoterapi sonrası gelişen ağız içi yaralarının iyileşmesini hızlandırmakta ve ağızda pamukçuk oluşumunu engellemektedir. Propolis ayrıca diş fırçalarını dezenfekte etmek için de kullanılabilir. Propolis ekstreleri kötü ağız hijyenine bağlı olarak oluşan halitozu iyileştirmeye yardımcı olmaktadır.
Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları: Propolisin, soğuk algınlığı ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarının süresini azaltmaya yardımcı olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
Onkolojik Tedavi: Yapılan çalışmalarda, propolisin kanser hücreleri üzerinde kontrollü hücre ölümünü indükleyerek antitümör aktivitesi sayesinde tedavi edici potansiyeli olduğu bildirilmiştir. Tümör hücrelerine karşı seçici olarak toksik özellik gösterirken, normal hücrelere karşı bu etki ya çok azdır ya da hiç yoktur.
Dermatolojik Bakım: Propolis, dermatolojik ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Cilt bakım ürünlerindeki kullanımı, antiallerjik, antiinflamatuar, antimikrobiyal özellikleri ve kollajen sentezini arttırıcı etkilerine dayanmaktadır. Propolisin yara iyileşmesinde ve akne vulgarisin tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir. Diyabetik ayak ülserinde, yara iyileşmesi için propolisin alternatif bir tedavi olarak kullanıldığı çalışmalar vardır.
NASIL KULLANILMALI? KİMLER BU ÜRÜNÜ KULLANMAMALIDIR?
Propolis doğrudan cilde uygulanabileceği gibi, ağız bakım ürünlerinin bir bileşeni olarak veya sistemik hastalıklarda ağız yoluyla da kullanılabilir. Propolis, ağız yoluyla alındığında veya cilde önerilen şekilde uygulandığında güvenlidir. Ancak unutulmamalıdır ki arılara veya arı ürünlerine alerjisi olan kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu açıdan dikkatle kullanılmalıdır. Ayrıca hamilelik ve emzirme döneminde, astım hastalarında, kanama bozukluğu olan kişilerde ve yakın dönemde cerrahi girişim öyküsü var ise propolis kullanımından kaçınılmalıdır. Uygun propolis dozu kullanıcının yaşı, sağlık durumu ve eşlik eden diğer hastalıkları gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Şu an için propolis için uygun doz aralığını belirlemek için yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bu tip bitkisel doğal ürünlerin her zaman güvenli olmadığını ve kullanım dozlarının çok önemli olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Bu tip ürünler kullanılmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışılmalıdır.
GERÇEK BİR PROPOLİSTEN BAHSETMEK MÜMKÜN MÜDÜR?
Çalışmalarda gösterilen hastalıklar üzerine olumlu etkilerine rağmen ne yazık ki çevrede bulunan pek çok ağaç ve çiçekten elde edilmesi, farklı mevsimlerde toplanması, arıların genetiği, toplanan propolisin farklı işlemlerden geçirilmesi nedeniyle bir propolisten bahsetmek zordur. Özellikle içeriğindeki moleküllerin ekstraksiyonu için farklı çözücülerin kullanılması propolisteki biyolojik olarak aktif ana bileşenlerin aktivitesini değiştirir.
Propolisin doğrudan tedavi amaçlı kullanımında en önemli zorluklar propolis özlerinin standardize edilememesi, formülasyonunun kesin olarak tanımlanamaması, en iyi uygulama yönteminin hangisi olduğunun kesinleştirilememesi, hangi tıbbi durumda mutlak bir kullanım alanın olduğunun henüz netleşmemiş olması ve kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi kullanılması gerektiğine dair henüz kesin bir bilgi olmamasıdır. Sonuç olarak propolisin medikal hastalıkların tedavisinde rutin olarak kullanıma girebilmesi için bu konuda daha fazla çalışmaya ve deneyime ihtiyaç vardır.