Ramazan ayında oruç tutmak vücudu alkol, sigara gibi zararlı maddelerden uzaklaştırır, kilo verilir, düzenli kılınan teravih namazları ile spor alışkanlığı oluşturulur.
Ramazan ayının vücut, özellikle gastrointestinal sistem için sınav ayı gibi olduğunu söyleyen Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata “Uzun süren açlık dönemleri mide asit ve pepsin salgısını arttırır ve bu durum şişkinlik, gaz, hazımsızlık gibi şikayetlere yol açar. Göğüs bölgesinde yanma, ağza acı su gelmesi öksürük gibi reflü yakınmalarında Ramazan ayında artış olabilir. Az az, sık sık yemek son derece önemli iken uzun açlıklar ve sonrası ağır öğünler reflü hastalığının aktifleşmesine yol açabilir” diyor.
Prof. Dr. Cengiz Pata reflü ve ülseri olanların isterlerse oruç tutabileceğini ama şikayetleri belirginse gastroenteroloji hekimine başvurmaları gerektiğini söylüyor ve önerilerde bulunuyor.
Haziran ayı gibi gündüzlerin uzun ve sıcak olduğu yaz dönemlerinde oruç tutulurken dikkat edilmesi gereken en önemli konu vücudun sıvı ihtiyacıdır. Günlük 2-4 litre arasında olan sıvı ihtiyacı yaz aylarında daha da artar. Sıvı ihtiyacını karşılamak için tüketilmesi gereken ana içecek sudur.
İftar sofrasında çorba, cacık ve kompostogibi sıvı-elektrolit oranı yüksek besinlerin tüketilmesi, iftar ile sahur arasında soda, ayran gibi içeceklerin aralıklı olarak içilmesi de sıvı ihtiyacını karşılamak için gerekli. Doğrusu iftarla yatak arasında geçen sürede en az 2 litre, sahurda ise 1 litre su veya sulu gıda alınmasıdır.
Uzun süreli açlık döneminden sonra boş mideye birden ve aşırı miktarda besin girmesi özellikle reflü ve gastriti olan hastalarda yakınmalara yol açabilir. İftara çorba veya su gibi sıvı besinlerle başlayın ve 5-10 dakika gibi bir bekleme süresinden sonra az yağlı veya tercihen yağsız et veya sebze yemeği ve/veya salata ile devam edin.
Özellikle reflü hastalarında mide boşalmasını geciktiren kızartmalar gibi aşırı yağlı yiyecekler ve karbonhidrattan zengin hamur işi gıdaların alımı reflü yakınmalarında artışa neden olacaktır.
İrritabl bağırsak sendromu ve reflüsü olanların iftar sırasında besinleri iyi çiğneyerek yutmaları, yemek yedikten sonra sırt üstü yatmamaları ve sindirimi kolay sulu, lifli, zeytinyağlı besinleri seçmesi gerekir.
İftardan sonra tatlı veya meyve tüketilecekse tatlıların ağır şerbetli hamur işi tatlılar yerine sütlü tatlılardan az miktarda tercih edilmesi ve akşam saatlerinde sindirimi güç olan kabuklu meyveler yerine çilek, kiraz, muz gibi lif içeriği yüksek olan meyveler tercih edilmelidir.
İftar ile sahur arasında sık aralıklarla az miktarda ara öğün almak sahur sırasında daha az yemek tüketilmesine neden olacağından önerilir.
Sahurda da yağlı kızartmalar, hamur işi beslenmekten kaçınılmalı ve sahurdan sonra hemen uyumak yerine mide boşalması için 1-2 saat süre geçtikten sonra uyumak basitçe alınacak önlemlerin başında gelir.