Prof. Dr. Çakmakçı, sütün içeriği bakımından mükemmele yakın bir gıda maddesi olduğunu, özellikle çocukların gelişimine önemli katkıda bulunduğunu belirtti.
Çakmakçı, "Yoğurtta bulunan laktoz, karbonhidrat, proteinler ki özellikle bu proteinler muhakkak dışarıdan alınması gereken önemli aminoasitlerdir, yumurta proteini en fazla biyolojik değeri olan protein olarak anlatılmaktadır ama sütte ve yoğurta bulunan bazı proteinler yumurtayı bile geçen proteinlerdir" diye konuştu.
Bazı insanlarda laktoz denilen enzimim az bulunduğunu veya olmadığını, bu insanlarda sütün karın ağrısı, ishal, gaz ve şişkinliğe neden olduğunu ifade eden Çakmakçı, "Ama yoğurt yedikleri zaman bu belirtiler daha az görülmektir. Çünkü laktozun oranı azalmış ve laktik asit oluştuğu zaman bu belirtiler görülmemektedir. Süt içtiği zaman bu sıkıntılarla karşılaşanların yoğurt yemelerini tavsiye ediyoruz. Fosfor ve kalsiyum, aynı miktarda oldukları zaman bile yoğurttaki emilim, vücut tarafından sindirilebilirlik, yarayışlılık süte göre daha fazladır" dedi.
Yoğurt ve sütte bulunan kalsiyum ve fosforun başka hiçbir üründe bulunmadığını belirten Çakmakçı, kemik ve diş gelişimi açısından süt ve yoğurt tüketimini tavsiye ettiklerini söyledi.
Çakmakçı, "Yoğurtta laktik asit olduğu için bu asit sindirimi ve kalsiyumun yarayışlılığını artırır. Diğer taraftan, yoğurt sindirimi kolaylaştırdığı için insanı rahatlatır, besleyici özelliği vardır" diye konuştu.
Günde 200-250 gram yoğurt tüketilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Çakmakçı, şunları kaydetti:"Çocuklar, yoğurdun ekşimsi tadından dolayı yoğurt tüketmeye eğilimli değildir. Avrupalılar, Amerikalılar yoğurdu 20. yüzyılda tanımalarına rağmen yoğurt tüketimini artırmak için meyveli yoğurdu piyasaya sürdüler. Özellikle çocukların yoğurt tüketimini sağlamışlardır. Yoğurtlardaki meyveler usulüne uygun üretilmişse yoğurttaki bazı minerallerin artışını sağlayabilir."