Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Topuz, özellikle de ani ortaya çıkan yüksek sesin kulak sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
Uzun süre yüksek sese maruz kalınmasının işitme kaybına yol açacağını dile getiren Topuz, şunları söyledi
''Bu işitme kaybı başlangıçta geçicidir. Bir süre sonra kalıcı hale dönüşür. Daha çok gençler tarafından yolda, toplu ulaşım araçlarında müzik dinlemek için kullanılan kulaklıklar sesin direkt kulak içine aktarımını sağlıyor. Uzun süre bu sese maruz kalındığı zaman geçici işitme kayıpları ortaya çıkabilir. İç kulak hassasiyeti bulunan kişilerde kayıp kalıcı olabilir. Genel olarak ailesinde işitme problemi olan gençlerde iç kulak hassasiyeti olduğunu söyleyebiliriz. Yeni neslin gözde müzik dinleme cihazlarını kullanan gençlerin yüzde 30'unun risk altında olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.''
Topuz, 12-19 yaş grubunda son dönemde kulaklıkla yüksek ses müzik dinlemeye bağlı işitme kayıplarının arttığını belirterek, ''Gençlerin sesi çok fazla açmaması gerekiyor. Eğer kulaklıktan gelen ses 90 desibeli geçiyorsa tehlike çanları çalıyor demektir. Yüksek sese sürekli maruz kalma söz konusu olursa kalıcı işitme kayıpları da ortaya çıkar. Kulak çınlamaları da söz konusu olabilir. Kalıcı kulak çınlaması, yaşam kalitesini bozar. Klinik tecrübeme dayanarak, ileri yaşlarda görülen kulak çınlamasının görülme yaşının aşağı doğru indiğini söyleyebilirim. Bunda teknolojinin olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Anlık yüksek sese maruz kalma vakalarının da kulak sağlığı açısından tehlike oluşturduğunu dile getiren Topuz, ''Basınçlı makinelerin çalıştığı metal işinde çalışanlar, atış talimi yapanlar için bu tehlike söz konusu. Dokuma sektöründe çalışanların da kulaklarını koruyucu önlem alması lazım. Kulaklık veya kulak tıkacı kullanılabilir. Yüksek ses, kulak sağlığının yanında ruh sağlığını da bozar'' diye konuştu.