Herbalist Cahit Gürkaş, yaptığı açıklamada, "Vitiligo deride pigment kaybının oluşması ve derinin beyazlaşması ile seyreden bir cilt hastalığıdır. Vücudun herhangi bir yerini tutabilir. Genelde el, kol, dirsekler, genital bölge, yüz de çıkabilmekte ve kişiyi oldukça psikolojik rahatsızlığa götürebilmekte bu sebeple hastalığın seyrini de daha da ciddileştirmektedir.
Her yaşta görülme olasılığı olabilen vitiligo hastalığının genetik faktörü de bulunmaktadır. Genellikle bu hastalığa yakalanan kişilerde aşırı üzüntü ve stres gibi etkenlerin sebep olduğu anlaşılmakla beraber tedavisi bitkisel yollar ile mümkün olabilen bir hastalıktır", dedi.
Hastalığın tedavisi için bitkiler kürler öneren ve tedavi süresi içerisinde hastaların dikkat etmesi gereken bir takım hususlar bulunduğunu ifade eden Gürkaş, "Bunlar sigara, alkol, asit içeren içecekler ve hazır konserve türü gıdalardan uzak durmaları, hayata sürekli pozitif bakmaları, bu hastalıktan kurtulacağına öncelikle kendilerinin inanmaları, mümkün olduğunca güneş ışınlarından korunmalı, düzenli bir beslenme alışkanlığının oluşturulması gereklidir.
Bilindiği gibi çinkonun deri ve bağ doku metabolizmasında önemli bir yeri vardır. Proteinin ve kollojenin sentezine etkindir. Saç ve deriye renk veren pigment hücrelerinde etkilidir. Enzim komponenti olarak bulunmakta ve bunlar karbonhidrat ve enerji metabolizmasında, proteinlerin sindiriminde, nükleik asit sentezinde karbondioksit taşımasında ve diğer birçok reaksiyonda yer alırlar.
Bulunduğu besinler deniz ürünleri, et, yumurta, kepekli ekmek, karaciğer, lahana ve sarımsak diğer zengin kaynaklarındandır.Bu tür gıdalara ağırlık verilmeli" diye konuştu.
Bu hastalığa yakalanan Meryem Kaya (21) isimli kadın, doktorlara gitmesine rağmen hastalığına bir çare bulunamadığını ve çareyi bitkisel ilaçlarda bulduğunu söyledi. Kaya, "Evimden dişarı bile çıkmak istemiyordum, elimdeki lekeler yüzünden. Allah'ın bize verdiği bir nimet olan bitkisel ilaçlarla 6 aydır tedavi görüyorum, lekelerim yok olmak üzere. Bu hastalık beni olumsuz yönde etkilemişti. Hayata negatif bakmaya başlamıştım. Şimdi ise hayat doluyum çünkü gün geçtikçe iyileşiyorum. Sağ olsunlar derdime çare buldular", dedi.
Gürkaş'ın tavsiye ettiği bitkisel yağ karışımı ise şu şekilde:
"1 yemek kaşığı ardıç yağı, 1 tatlı kaşığı menekşe yağı, 1 yemek kaşığı hodan yağı, 1 tatlı kaşığı keten yağı, 1 yemek kaşığı aynısafa yağı, kükürt unu, nişadır unu ve vazelin ile krem haline getirilir. Sorunlu bölgeye günde 2 sefer sürülür. Bitkisel macun olarak çörek otu (20 gr), anason (10 gr), kebabiye (10 gr), kereviz tohumu (20 gr), havlıcan (10 gr), zerdeçal (20 gr), arısütü (35 gr), polen (70 gr), deve dikeni tohumu (20 gr), andız pekmezi (150 gr) ve bal (400 gr) ile yapılan macundan yemeklerden önce 1 tatlı kaşığı kullanmaları, ayrıca yulaf samanı suyu ile cilt temizlenmelidir. Bununla beraber yulaf, soya, öğütülmüş kara üzüm çekirdeği, polen, keten tohumu ile yapılan karışımdan sabahları aç karnına 1 tatlı kaşığı, 1 çay bardağı meyve suyu ile tüketmeleri ve en az bu uygulamaya 6 ay devam etmeleri gerekmektedir."