Bazı bilimsel araştırmalar yemek tercihlerimizin genetik temelli olduğunu gösteriyor. Buna göre, bebekler belli sayıda tat algılayıcı ile doğar ve bu sayı genetik olarak belirlenir. Bazı bebeklerde 1 santimetrekarede birkaç yüz tane tat algılayıcı varken, bazılarında bu sayı 10 bine kadar çıkabilir. Tat algılayıcılar dilin üzerinde bulunur.
8 4
Yale Üniversitesi’nde Profesör Linda Bartoshuk, insanları tat algılayıcılarının sayısına göre üç grupta sınıflandırılabileceğini (aşırı, orta ve çok az algılayabilenler) söylüyor. Bu sayı insanların tat, sıcaklık ve yiyeceğin dokusunu algılama derecesini ve hassasiyetini de belirliyor. Yani her birimizin bu algıları farklılık gösterebilir. Bazı insanlar acı bibere karşı daha dayanıklı, hatta acı yemek onlar için bir zevk. Ancak bazıları acıya karşı daha hassas olabiliyor. İşte bunun sebebi sahip oldukları tat algılayıcı sayısı olabilir.
8 5
Kapsaisin sudan ziyade yağda çözündüğünden, acı yemeğin ardından su içmek pek işe yaramaz, ama ayran iyi gelir. Çünkü ayran yağ içerir. Ayrandaki yağ, ağzınızdaki kapsaisini temizleyerek acı hissini ortadan kaldırır. Su ise soğukluğundan dolayı ancak geçici bir etki sağlar.
8 6
ABD’li araştırmacı Joshua Tewksbury’nin Bolivya’daki bir çalışmasına göre, kapsaisin, mikroplara karşı da etkili. Araştırmacı bu konuda şu deneyi yapıyor: Bolivya’daki bir biber türünün bazı bireyleri acı iken bazıları değil. Bunun sebebini merak eden Tewksbury’nin gözüne biberlerde koyu renkli lekeler halinde görünen bir mantar bulaşı çarpıyor. Biberin meyvesini çürüten ve tohumlarını öldüren bu bulaşı dikkatle incelediğinde, acı biberlerdeki oranının, acı olmayanlardakinin ancak yarısı kadar olduğunu görüyor. Yani acı biberlerdeki bir şey, bu asalak mantarın büyümesini önlüyor olmalı, ancak bu şey acaba kapsaisin mi?
8 7