Kırılganlık sendromu nedir mücadelenin en etkili silahı haberimizde!

Kırılganlık sendormu nedir? Kırılganlık sendromu tedavisi var mıdır? Uzmanlar kırılganlık sendormunun en etkili silahının egzersiz olduğunu söylüyor.

Kırılganlık sendromu nedir mücadelenin en etkili silahı haberimizde!

Kırılganlık sendromu nedir? Kırılganlık sendromu neden olur? Kırılganlık sendromu tedavisi nasıl olur? Zaman zaman yürüyecek halimizin bile olmadığını söyleriz. Bunun çeşitli sebepleri olabileceği gibi kırılganlık sendromu da nedenlerden biri olabilir. Biyolojik yaşlanmayla beraber ortaya çıkan kırılganlık sendromu, yorgunluk, performansta azalma, enfeksiyonlara eşlik eden hastalıklara daha fazla duyarlı olunması gibi durumlarla yol açıyor. Kırılganlık sendromu ile mücadelenin en etkili silahının egzersiz olduğunu belirten uzmanlar, dengeli beslenme, sağlıklı ve protein açısından zengin bir diyet ve yeterli sıvı alımına dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Üsküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, yaşlanma sürecinin, tıbbi ve tıbbi bakım desteği gerektiren hafıza, organ ve fonksiyonel bozukluklara yol açtığını söyledi.

 BİYOLOJİK YAŞLANMA İLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKIYOR

Dr. Öğretim Üyesi Erdoğanoğlu, bağımsız bir hastalık olmayan kırılganlık sendromunun, biyolojik yaşlanmayla birlikte yorgunluk ve doğal sonucu olarak kişinin performansında azalma, akranlarına göre enfeksiyonlara eşlik eden hastalıklara daha fazla duyarlı olması ile karakterize karmaşık bir durum olduğuna dikkat çekti. Kırılganlığın sonuçlarının ani ve kontrol edilmesi zor kilo kaybı, kas kaybı ve kas güçsüzlüğü, eklem ağrıları, yürümede güvensizlik hissi, kemik erimesi (osteoporoz) ve kemiklerin artmış kırık riski olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, “Bu belirtilerle fiziksel ve zihinsel güçsüzlüğü arttıran kırılganlık sendromunun tedaviye ihtiyacı olduğu aşikârdır” dedi.

KIRILGANLIKLA BİRLİKTE BU HASTALIKLARIN RİSKİ DE ARTIYOR 

Kırılganlık sendromunda çeşitli risk faktörleri olduğunu belirten Erdoğanoğlu, “Çeşitli risk faktörleri ve gelişimsel süreçler, şeker hastalığı (diabetes mellitus) ve yüksek tansiyon (hipertansiyon), vücutta kronik iltihabi süreçler ve psikolojik faktörler de dahil olmak üzere, kırılganlık sendromunun altında yatanlar olarak görülmektedir” dedi.

HAREKETLERDE YAVAŞLAMA

“Bu sendromdan etkilendiyseniz, kendi yaş grubunuzdakilere göre daha zayıf bir bağışıklık sistemi, kansızlığınız ve değişen hormon düzeyleriniz olabilir” uyarısında bulunan Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, “Fiziksel kapasitenizde bir azalma ile daha çabuk tükenme, hareketlerde yavaşlama, koruyucu hareketlerinizde azalma ve sonuç olarak daha az aktif bir yaşamınız olur. Hareket eksikliği kas kütlenizin azalmasına ve kas zayıflığına yol açar. Yürüyüşünüz çoğunlukla yavaşlar ve ayağınızı daha güvensiz yere basarsınız. Bazı kişilerde kemik kaybı da bu tabloya eklenebilir ve sonuç ne yazık ki; kemik ağrısı, sık görülen kırıklar olur. Fiziksel zayıflık aynı zamanda zihinsel durumu da etkiler ve genellikle duygusal tükenmeye neden olur” diye konuştu.

BU TAVİSİYELERE DİKKAT

Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, şu tavsiyelerde bulundu: “Yaşla ilgili kırılganlık sendromunuz varsa,dengeli beslenmeniz, özellikle size gerekli tüm besin maddelerini ve yeterli sıvı almanız önemlidir. Sağlıklı, protein açısından zengin bir diyet yapın ve D vitamini eksikliğinden kaçının. Ani ve hızlı kilo kaybınızı kontrol edemediğiniz durumda bir beslenme uzmanından destek alabilirsiniz.

BİYOLOJİK YAŞLANMA YAVAŞLATILABİLİR

Kaslarınızın yapısı ve dolayısıyla fiziksel gücünüzü korumak için ise size egzersiz yapmanızı tavsiye ederim. Bu, bağımsız bir egzersiz eğitimi veya gerekirse fizyoterapist eşliğinde olmalıdır. Kuvvet eğitimi, koordinasyon ve denge kombinasyonlu egzersiz eğitimleri, kaslarınızı ve zihninizi eğitir ve düşme riskinizi azaltır. Kuvvet artırmak için ağırlıklardan faydalanabilirsiniz. Doğru belirlenmiş ağırlık ileri yaş grupları için de uygundur. Ayrıca fizyoterapiye ek olarak düzenli yürüyüş, yüzme gibi aktivitelerde bulunabilirsiniz.”

ZİHİNSEL UYARIMI İHMAL ETMEYİN

Denge bozukluklarına ve düşme olasılığına tedbir olarak görme ve işitme cihazlarıyla zayıflıkların kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Erdoğanoğlu, “Yüksek riskli merdivenlerde korkulukları her iki elinizle tutarak inin ve çıkabilirsiniz. Güvenliğiniz için baston, önkol koltuk değnekleri veya yürüteçlerden faydalanabilirsiniz. Ev zeminine kaymayı önleyici bir taban yerleştirebilir ve köşelerin keskin olmadığından emin olabilirsiniz. Tuvaletler ve banyolarda tutunma yerleri olmasını sağlamak yine güvenliğinizi artıracaktır. Gerekirse, yardımcı olabilecek bir ev acil çağrı sistemi kurabilirsiniz. Ayrıca zihinsel uyarımı ihmal etmeyiniz. Günlük gazeteyi okumak ve çapraz bulmaca çözmek gibi basit önlemler bile olumlu bir etkiye sahiptir” diye konuştu.

Yorumlar