Karpuz fazla olgunlaştıkça orta kısımlarında bozulmalar ve çürümeler başlıyor. Kesildiğinde kötü koku veya ekşi bir tat hissederseniz asla yemeyin. Su içeriği yüksek, asit seviyesi düşük olduğu için kolay bozulan bir meyve. Bu nedenle kestikten sonra buzdolabında 3 günden fazla saklamayın. Karpuzun çekirdeği sindirilemediği için fazla tüketmemenizde fayda var, çekirdeğinin kabuklarını çıkartıp yiyebilirsiniz.
Vücudun İhtiyacı Olan Sıvı İhtiyacını Karşılıyor
Karpuzun bileşiminin yüzde 92’si sudan oluşuyor. Aynı zamanda elektrolit içeriği sayesinde vücudumuzdaki su kaybını önlemek için tüketebileceğimiz en sağlıklı ara öğünlerden biri olarak nitelendiriliyor.
Kanser Riskini Önlemeye Yardımcı
Karpuz antioksidanlardan zengin bir meyve. İçerdiği likopen antioksidanı bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahip. Aynı zamanda hücre bölünmesinde yer alan bir protein olan insülin benzeri büyüme faktörünün (IGF) vücudumuzdaki sayısını düşürüyor. Bu sayede kanser riskini azalttığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra içerdiği C vitaminiyle vücutta kanser hücrelerinin gelişmesine neden olan serbest radikallerin oluşumunu engelleyebiliyor.
Kalp Ağrılarını Korumayı Destekliyor!
Yapılan çeşitli çalışmalar likopenin kolesterol ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor. Karpuz kolesterolün vücuda, özellikle kan damarlarına yapabileceği hasarın da en aza indirilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca vücuttaki nitrik oksit seviyelerini arttırabilen bir amino asit olan sitrülini içeriyor. Nitrik oksit kan damarlarının genişlemesine yardımcı oluyor ve bu etkisiyle kan basıncını düşürüyor.