Çeşitli belirtilerle ortaya çıkıyor Vücutta oluşan hasar, inmenin beynin hangi bölgesinde oluştuğuna bağlı olarak çok çeşitli belirtilerle ortaya çıkıyor. Hastanın konuşma, yürüme, hissetme, anlama, denge sağlama, yutma, görme, solunum, mesane ile bağırsak fonksiyonları gibi pek çok işlevinde bozulma oluşuyor. Genel olarak vücudun yarısında felç ya da duyu bozukluğu, inmenin en önemli klinik belirtisini oluşturuyor. Bu belirtilerin 24 saatten uzun sürmesi ‘inme’ anlamına geliyor.

Öncü belirtiler hafife alınmamalı İnme belirtileri (vücudun bir yarısında uyuşma ve/veya güçsüzlük, konuşma bozukluğu ile görme bozukluğu ) 24 saatten kısa sürüp, düzelmesi “geçici iskemik atak” olarak adlandırılıyor. Bu durum inmenin öncü işareti olabiliyor. Örneğin 1 saat süren konuşma bozukluğu, beynin konuşma merkezinin beslenmesinde bir sorun olduğunu gösteriyor. Üstelik geçici iskemik atak geçiren kişilerin inme riski yaklaşık 10 kat artıyor. Semptomların kendiliğinden kaybolmasının sorunun ortadan kalktığını göstermiyor ve mutlaka bir doktora başvurmak gerekiyor. Hızla nedene yönelik araştırma ve tedavi, kişiyi kalıcı inmeden koruyabiliyor. Bu durum önemsenmediği takdirde ise kalıcı hasar gelişebiliyor.

30 dakikalık yürüyüş inmeyi önleyebiliyor İnme son derece ciddi komplikasyonlara yol açsa da, erken müdahale edildiğinde tedavi edilebiliyor, hatta yaşam alışkanlıklarına dikkat edildiği takdirde önlenebiliyor. Örneğin orta derecede egzersiz yapmak, inme riskini yaklaşık yüzde 25 oranında azaltıyor. Yapılan çalışmalar 30 dakika düzenli orta derecede yürüyüş ya da egzersizin inmeyi önlemede ilaç tedavisi kadar etkin olabildiğini gösteriyor. Bu nedenle inme riskine karşı düzenli yürüyüş çok önemli. Yine taze sebze meyve ağırlıklı beslenmek de inmeden korunmada önemli bir etkeni oluşturuyor.

Hastalıklara ve hatalı alışkanlıklara dikkat! İnmede risk faktörlerinin bazıları değiştirilebilir bazıları da değiştirilemez. Değiştirilemeyen en önemli risk faktörü ilerleyen yaş. Bunun dışında genetik faktörler (ailede damar hastalığı öyküsü), cinsiyet, daha önce geçirilen inme, geçici iskemik atak ya da kalp krizi, diğer önemli değiştirilemeyen risk faktörlerinden. Değiştirilebilen risk faktörlerinin başında ise yüksek kan basıncı geliyor. Kalp ritim bozukluğu tiplerinden biri olan ve yaygın görülen atriyalfibrilasyon, diğer kalp hastalıkları, yüksek kolesterol, diyabet, migren, sigara tüketimi, fiziksel hareketin azlığı, alkol ve madde kullanımı, bazı ilaçlar, beyni besleyen şah damarında darlık ile beslenme alışkanlıkları da diğer değiştirilebilen risk faktörleri arasında yer alıyor.