4. Menopoz döneminde cinsellik biter. “Menopoz genel anlamıyla kadının yumurtalıklarında yumurta üretiminin durmasıyla âdetin kesilmesi ve doğurganlık özelliğinin sona ermesidir. Bu dönemde olduğu düşünülen cinsel istek azalması, vücutta gerçekleşen biyolojik değişikliklerden çok, kadınların menopozu bir hastalık olarak görmeleri ve her şeyin bittiği şeklindeki yanlış inanışları yüzünden ‘eksik kadınlık, değersizlik, hastalıklı olma’ gibi duyguların hâkim olduğu depresyon ya da anksiyete belirtileri nedeniyle ortaya çıkar. Bu ruh hali içindeki kadının kendini kadın gibi değil, hasta gibi hissederek cinsel çekiciliğinin kalmadığını düşünmesi, partneri tarafından beğenilmeme kaygısı, cinselliği haz alacağı bir deneyim yerine, görev olarak görmesi kendisini de partnerini cinsellikten uzaklaştırabilir. Mevlana’nın dediği gibi; ‘Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır; güzel düşün, güzel yaşa,’… ”
6 4
5. Cinsel birleşme acı verir. “Kadınlarda ilerleyen yaşlarda östrojen hormonu seviyesindeki düşüşe bağlı olarak vajinadaki kayganlık ve esneklik azalabilir. Bu durum, özel kayganlaştırıcı jellerle sorun olmaktan çıkar. Ayrıca 40 yaş sonrası cinsel olarak aktif olan kadınlarda bu etkilerin daha az olduğu bilinmektedir.”
6 5
CİNSELLİK HER YAŞTA VARDIR CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe Keçe, kadın-erkek ilişkisinin niteliğinin artmasının yaşayacakları cinselliğin de daha nitelikli olması anlamına geleceğini belirterek cinselliğin, çiftlerin birbirlerine karşı sevgi ve bağlılıklarını ifade etme yollarından biri olduğunun altını çizdi ve şunları ekledi: “İlerleyen yaşlar kadın ve erkeğin ‘aşkın seks’i deneyimleyebilecekleri yaşlardır. Aşkın seks, cinselliği cinsel mitlere inanmadan, cinselliği ayıp, günah ve suç olarak düşünmeden yaşamaktır. Aşkın seksin dört özelliği vardır; beden ile yapılır, bir manası vardır, güzellikler sunar ve daha çok güzellikler doğurur, yani bir şeyler üretir. Seks yapmanın; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısına girmeden, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğu inancını doğurur. Çünkü insanlar hayatta, aşkınlık algısı içinde büyürler ve yaşlanırlar. İlk önce genç vücutların güzelliğinden etkilenirler, daha sonra güzelliği bütün vücutlarda görürler. İşte böylece ruhun güzelliğini görmek mümkün olur. Daha sonra da düşüncelerdeki güzelliğe ulaşılır ve tüm güzellikler fark edilir.”
6 6