Sıvı yağlar, özellikle de zeytin yağı buzdolabına konulmamalıdır. Çünkü sıvı yağlar yoğunlaşır ve kalınlaşır. Sıvı yağları serin ve karanlık yerlerde muhafaza etmek gerekir.

Araştırmacılar, zeytinyağı gibi bitkisel yağlarda bulunan ß-sitosterol'ün hücrelerin bölünmemesi emrini veren hücre içi haberleşme sistemini güçlendirdiği, böylece hücre büyümesi kontrolsüz hale gelmeden kanserin engellenebileceği sonucuna varmışlar.

Kahveyi buzdolabına koymak lezzetini kaybetmesine ve dolaptaki diğer yiyeceklerin kokularını emmesine neden olur. Kahveyi dolap dışında, hava geçirmeyen bir kavanozda saklamalıyız.

Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Ayrıca, kahvenin vücuda daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı saptanmış.

Buzdolabındaki nem, soğanların yumuşamasına, küflenmesine ve bozulmasına neden olabilir. Serin ve kuru bir yerde saklamanız daha doğru olacaktır. Ancak soğanları, patateslerle yan yana saklamamanız gerekiyor. Yoksa ikisi birden bozulabilir.

Soğanın içerdiği kuersetin maddesi, idrar kesesinde kansere neden olabilecek zehirli maddeleri emerek kanser riskini azaltır. Özellikle sigara içenler tarafından kanserden korunmak için bolca tüketilmelidir.

Bir başka özelliği de bağışıklık sistemini güçlendirerek vücut direncini arttırmasıdır.

Fesleğeni buzdolabı yerine soğuk suda tutmak daha iyi olacaktır. Fesleğen de kahve gibi buzdolabına konuldupu taktirde etrafındaki yiyeceklerin kokusunu emerek kendi lezzetini kaybedebilir.

Fesleğen, hazımsızlığı önler. Çayı yapılıp içilirse bağırsak gazlarını gidermeye yardımcı olur.

Sakinleştirici özelliğiyle de vücudu rahatlatır.