Yemek dünyasının en ayrılmaz ikilisi tabii ki hamburger ve patates kızartması! Bu Amerikan yemeği çok lezzetli olmasına karşılık ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

Bu yiyeceklerdeki koruyucu maddeler ve fazla pişmiş yağ, kömür benzeri bir şeye dönüşüyor. Kızarmış patatesler ise hücrelerin iltihaplanmasına neden olan ve hücreleri öldüren sitokin adlı bir madde üretiyor. Bu ikisi birleştiğinde ise uzun süreli metabolik sendrom ve yoğun yaşlanma belirtileriyle karşılaşıyoruz.

Hamburger patates yerine sebzeli burger ve salatalık turşusu tercih edebilirsiniz.

Salsa sosu ve mısır cipsine bayılıyorsunuz değil mi?

Salsa sosu düşük kalorili olmasına rağmen iştahınızı tatmin etmekte başarısız. Guacamole sosundaki kalp dostu yağlar ve fasülye dip sosundaki protein içeriğinden yoksun olan salsa sosundan uzak durun. Yüksek tuzlu mısır cipsi yerine , tam tahıllı ve düşük sodyum içeren cipsleri tercih edin.
Bir adım ileriye gidin ve cips yerine çiğ sebzeler ve sosları birlikte yemeyi tercih edin.

Köfte ve patates püresi, annenizin hazırladığı lezzetli bir akşam yemeğini çağrıştırıyor olsa da pek akıllıca bir tercih olduğunu söyleyemeyeceğiz!

Köfte iyi bir protein kaynağı olmasına karşın, genellikle yağ ve kalori bakımından yüksek değerlere sahip.

Patates püresi ise oldukça az miktarda lif barındırırken, püre yaparken patatese eklenen, yağ, süt ya da krema gibi malzemeler bu yiyeceğin tamamını doymuş bir yağ yığınına dönüştürüyor.

Bu yemek ikilisinin yerine hindi ve karnıbahar püresi yemeyi tercih edin.

Salatnızı yağsız soslarla yemeye artık son verebilirsiniz.

Sebzelerdeki A ve K gibi vitaminler vücut tarafından emilebilmek için yağa ihtiyaç duyar. Yağsız salata yiyerek yemeğinizin besleyici özelliklerinden kendinizi mahrum bırakıyorsunuz.

Salatanızı saf zeytinyağıyla ve biraz da sirkeyle tatlandırmayı ihmal etmeyin!