‘Kaç ya da kalıp kavga et’ Bir hayvan stresli durumla karşılaştığında, onun otonom sinir sistemi devreye giriyor ve ‘kaç ya da kalıp kavga et’ diyor. Bunu kaslara kan ve oksijen akışını artırarak yapıyor. Aynı durum insanlar için de geçerli. Kendimizi kederli ya da üzüntülü hissettiğimizde otonom sinir sistemi, vücutta oksijen akışını artırarak öfke ya da korkuya yanıt veriyor.
10 5
Bu sistem “hiper moda” geçtiğinde, ilk olarak vücudunuzun her yerine oksijen göndererek kalıp dövüşmenize ya da arkanıza bile bakmadan kaçmanıza sebep olabilir. Bütün kaslarınıza oksijen yaymak için de, ilk olarak derin bir nefes almalısınız. Daha fazla havayı alabilmek için de, sinir sisteminiz ‘glottis’e (Nefes borusunun ağzı, gırtlak dili), “mümkün olan en uzun süre boyunca açık kal” sinyalini gönderir. Diğer bir deyişle, boğazınız normalden daha fazla açılır, çünkü daha büyük açıklık daha fazla havanın içeri alınması anlamına geliyor.
10 6
Aslında nefes borusu ağzının (glottis) bu kadar geniş açıldığını hissetmeyiz. Hissettiğimiz şey, yutkunduğumuzda kas gerilmesiyle ‘glottis’in açık tutulmasıdır. Normal olarak, ağlamasanız da gün içerisinde her yutkunmanız, glottisin açılıp kapanmasına neden olur. Bu hareket yemek ve havanın ayrı yollardan gitmesini ve birbirine karışmamasını sağlıyor.
10 7
Ağlarken ‘nefes borusu ağzı’nda ne oluyor? Ağlarken ya da ağlamaya yakın bir andayken, glottis açık kalmaya çalışır, ancak her yutkunmanızda da kapanmaya zorlanır. Boğaz kaslarındaki bu gerilim karışıklığı da, boğazınızda bir yumru olduğu hissini veriyor. Bu yumru hissi aslında globus sensation (gırtlakta sabit kütle hissi) olarak isimlendirilir ve stresli anlardaki herkeste görülür. Normalde, bu his sakinleştiğiniz anda yok olur ve glottis eski haline geri döner. Göz yaşlarında da benzer süreç işleyerek, sinir sistemi göz yaşı üretimini tetikler.
10 8