Çikolata kisti, çoğu kez yıllarca doğru tanı konmaması veya ciddiye alınmaması sebebi ile kısırlaştırıcı etki yapabiliyor. Kronik ağrı ve cinsel ilişkide ağrı başta olmak üzere birçok şikayete sebep olarak yaşam kalitesini kötü etkiliyor. Adı kadar tatlı olmayan bu hastalık hakkında, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Serkan Oral şu bilgileri veriyor:
Çikolata kistinin (Endometriozis) oluşma nedenleri arasında en fazla genetik nedenlerin yer aldığı düşünülüyor. Yoğun ağrı ile gerçekleşen adet kanamaları, cinsel birliktelik anında ağrı hissi gibi belirtiler ile ortaya çıkan çikolata kisti bazı vakalarda herhangi bir belirtiye yol açmadan da gelişebilir. Tesadüfen bir jinekolojik muayene sonucunda da ortaya çıkabilir.
Kan tetkikleri ve ultrasonografi ile inceleme sonucunda belirlenen çikolata kisti için kesin tanı, patolojik değerlendirme sonucunda konulabilir. Genellikle jinekolojik ultrason görüntülerindeki görünümü ile kolayca saptanabiliyor.
Kistik yapının içinde toplanan sıvının renginin koyu kahverengi olması ve görünümünün çikolatayı andırması nedeni ile ‘çikolata kisti’ deniyor. Endometrium dokularının yumurtalıklara konumlanması ve gerçekleşen kanamanın yumurtalıklarda toplanarak neden oldukları kistler çikolata kistleridir.
Genellikle sağ ya da sol yumurtalığın herhangi birinde, çok nadir olarak da her ikisinde de görülebilir. Kistler yapıları nedeni ile kötü huylu ve kansere yol açan kistler arasında değil. Daha çok 4-6 cm çaplarında görülen bu kistler, 15 cm boyutlarına kadar ulaşabiliyor.
-Hiç doğum yapmamış kadınlarda
-Ailesindeki kişilerde çikolata kisti olan kadınlarda
-Adet düzeni sık olan ve kanaması uzun süren kadınlarda
-Adet kanının dışarıya akış yolunda tıkanıklık olan kadınlarda
-Bağışıklık sistemi güçlü olmayan kadınlarda
Çikolata kisti ya da bir diğer adı ile endometrioma vakalarında, adet kanamaları şiddetli bir ağrı ile gerçekleşebilir, cinsel birliktelik anında ağrı yaşanabilir.
Çikolata kistinin belirtileri arasında; adet kanamalarının sancılı geçmesi, idrarda kan fark edilmesi, ishal veya kabızlık, cinsel birliktelik esnasında ağrı, bacaklarda ağrı hissi, bel ve sırt ağrısı, kasıklarda kronikleşmiş ağrı, gebe kalamama, vücudun herhangi bir yerinde oluşan morluklar, dışkıda kan, iİdrar yaparken yanma hissi ve adet döneminde gerçekleşebilecek burun kanamaları sayılabilir.
Çoğu hekim ameliyattan önce ilaç tedavisi uygun görerek kistlerin yok olmasını hedefliyor. İlaç tedavisi ile sorun çözülmez ise çikolata kistlerinin tedavilerinde, standart olarak açık ameliyat ya da laporoskopi yöntemi kullanılarak kistin çıkarılması sağlanır.
Kısırlık (İnfertilite) sorunu yaşayan çiftlerde çikolata kisti ameliyatından sonra gebe kalma şansı yüzde 40 civarındadır. Ancak gebe kalma sürenci etkileyen birçok faktör vardır. Kadının yaşı, kısırlık süresi ve kısırlığa yol açan farklı nedenler gebelik şansını etkileyebilir. Hastanın yaşı 35 üzerinde ve kısırlık süresi 7-8 yıldan daha fazla ise çikolata kisti ameliyatından sonra kendiliğinden gebeliğin oluşma şansı daha da düşmektedir. Çikolata kisti ameliyatından sonra bir yıl süre içinde kendiliğinden gebe kalamayan kadınlar için tüp bebek tedavisi ile başarılı gebelikler sağlanabilmektedir.