Uzun yıllarımı geçirdiğim ve bir ayağımın orada olduğu Fransa’nın Nice kenti de ne yazık ki, teröre maruz kaldı. Asla olmazmış, en güvenli yer orasıymış gibi gelirdi...
Şimdi ise sanki inandığım, güvendiğim her şey elimden alındı...
Günün her saati hiç korku duymadan yürüyebildiğim, belki de dünyanın en güvenli yeri olarak tanımlayabileceğim Promenade des Anglais bile böyle bir şeyle yüzleşiyorsa, nasıl ve nerede hayatta kalacağız? Hadi hayatta kaldık, ruh sağlığımız bozulmadan nasıl yaşayacağız? Bu dünya tam olarak nereye gidiyor?
Ulusal bayramını kutlayan, “M'en bati sieu nissart.” (Boşvermişim, ben 'Nice'liyim) deyişiyle rahatlıklarını öz olarak benimsemiş insanlar, bu olaydan sonra aynı rahatlıkla yaşayabilecekler mi?
Promenade des Anglais, Nice halkı için, gündüzleri azur mavisi denizin keyfine doydukları, akşamları ışıl ışıl yürüyüş yolunda yürürken "Michael Jackson" kıyafetleriyle dans eden adamla karşılaştıkları, karnavalda birbirlerini boyadıkları, neşe dolu bir caddeydi. Nice’in bu şekilde bir acıyla ekranlara gelmesi, beni en az kendi ülkemde yaşanan korkunç olaylar kadar derinden sarstı. Umarım dünyanın güzel kentleri ve masum insanları bir an önce bu kötülüklerden kurtulur.
ELMAELMA YAYIN YÖNETMENİ
PINAR KILIÇ
"Sitemizde köşe yazarı olarak yazı yazan tüm yazarlarımız yazdıkları yazı ve görüşlerden tamamıyla kendileri sorumludur. Köşe yazarlarının yazılarından dolayı İnternethaber Yayıncılık AŞ. (elmaelma.com) hiçbir şekilde yasal sorumluluk kabul etmemektedir."