Müzikle yakından ilgilenenlerin çok yakından tanıdığı Sema Moritz’in sesiyle hayat verdiği albüm, öyküleriyle etkili, sesleriyle büyülü, Cumhuriyet dönemi kadın şarkıcılarına adanmış. Osmanlı’nın son döneminde Levanten ve gayrimüslim azınlıkların da müziğe dahil olmasıyla başlayan ve Cumhuriyetin kuruluşunu takiben 40’lı yıllara kadar devam eden bir modanın günümüz müzikseverlerince keşfedilmesini amaçlayan çalışma, tangolar, foksrotlar, operetler ve kantolardan oluşuyor.
Saçlar Samur Bukleli (Beste – Söz: Rakım Erkutlu)
Ah ne Tatlı Bir An (Anonim)
Ah Erkekler (Anonim)
Helvacı (Anonim)
Sarhoş (Anonim)
Kaçsam Bırakıp (Anonim)
Özleyiş (Beste: Necip Celal Antel)
Kağıthane’ye Gelin de Yalınız (Anonim)
Mümkün mü Unutmak Güzelim (Beste- Söz: Rakım Erkutlu)
Yıldızların Altında (Beste: Kaplanzade Ali Rıza Bey – Söz: Ömer Bedrettin Uşaklı)
Biz Heybeli’de Her Gece Mehtaba Çıkardık (Beste – Söz: Yesari Asım Arsoy)
1895-1940 yılları arasında sesiyle efsaneleşmiş İstanbullu Hanımefendilerin seslendirdiği şarkıların yeniden yorumlanmasıyla hazırlanan albüm, müziğe ve sese değer veren herkes tarafından dinlenmeyi hak eden bir çalışma. Müzik çevrelerince “taş plak sesli kadın” olarak anılan Sema, İstanbullu Efsane Hanımlara atfen yazdığı albümün kapak yazısında duygularını şöyle dile getiriyor: “Sesler kimi kez hüzünlü, kimi kez kırılgan, kimi kez şen şakrak, kimi kez bir bahar çiçeği, kimi kez rüzgarda uçuşan bir kar tanesidir. Kimi kez “Ben seni işte böyle baştan çıkarıveririm” dercesine acımasızdır… Kimi kez de aniden fırtınaya tutulup gidiverirler… Eğlenirsiniz… Gülersiniz… Ağlarsınız…”
Efsane hanımlar arasında kimler var?
Mürşide Hanım, Afife Hanım, Deniz Kızı Eftalya, Seyyan Hanım, Lale ve Nergiz Hanım Kardeşler. Albümün repertuvarında bu isimlere ait 11 eser bulunuyor. Seslerini musiki cemiyetlerinde eğiten konserler veren, taş plak yapan bu hanımların hepsinin yüzü batıya dönük.
Efsaneleşen hikayeler
Deniz Kızı Eftalya: Eftalya Sadi Hanım şarkılarını babasıyla birlikte Büyükdere'de sahile açılıp söylermiş. Sesi denizin her iki yakasından da duyulurmuş. Bu yüzden İstanbullular adının başına Deniz Kızı lakabını eklemişler. Kemani Sadi Işılay ile evli olan ve birçok plak yapan sanatçı kendisi için düzenlenen jübilede salda şarkı söylediği için üşütmüş ve sonrasında da ölmüş.
Seyyan Hanım: 1970'lerin sonunda sahneye son kez çıktığında seyircilere "Biz şimdiki sanatçılar gibi sahneye çıktığımızda elimizi kolumuzu sallamazdık. Mum gibi durur, şarkımızı söyler, alkışımızı alır ve annemizle eve giderdik" demişti. Şimdiki şarkıcılara kendi farklarını çok güzel anlatmış. Mürşide, Afife ve Seyyan hanımlar teğmenlerle evlenip şark hizmetine gidiyorlar. Aralarından sadece Seyyan Hanım, İstanbul'a gelip birkaç plak dolduruyor.
Mürşide Hanım: Kocasının hediye ettiği ud, şark hizmetine giderken trende kırılıyor. Mürşide Hanım dinlendikleri handa udunun kırıldığını görüyor ve katıla katıla ağlıyor. Mürşide Hanım sahneye çıkmayı bıraktığı için çocukları onun eskiden şarkıcılık yaptığını bilmiyorlar. Nesrin Sipahi evlerine gelince çok seviniyorlar, halbuki anneleri seneler önce ondan çok daha ünlüymüş.
Müzikseverlerin Kültür A.Ş. İstanbul Kitapçısı ve tüm seçkin kitap evlerinden ulaşabileceği albümün satış fiyatı ise 10.00 TL’dir.