Quant, 1955’te kocasıyla birlikte Londra’da açtığı “Bazaar” adlı ilk butik pek iş yapmayınca çareyi değişik fikirler üretmekte buldu. 1965’te etek boylarını dizlerin 10-15 cm üzerine çıkaran Quant, ikonik mini eteği yaratmış oldu. Ucuz kumaş alarak kısa eteklerle o dönemin gençliğinin kalbine giden yolu fethetti.

Mini etek, 1960’ların ortasında Londra’nın ruhunu; özgür, enerjik, genç ve geleneklere aykırılığı yansıtan giysi oldu. Böylece tutucu İngiltere Mary Quant sayesinde ilk kez dünya modasına da öncülük etmiş oldu. Quant, o dönemin gençlerinin görüşlerini yansıtan ve Paris modaevleri ile ilgisi olmayan giysiler satmaya başladı.

Fransız tasarımcı Andre Courreges, 1965 ilkbahar-yaz koleksiyonunda mini eteği işledi ve daha popüler hale getirdi. Tasarımcının mini etekleri vücuda daha az oturan ve ‘Courreges boots’ adıyla markalaşan beyaz botlarla giyiliyordu. Mini eteği haute couture moda endüstrisi ile tanıştırarak, Courreges ona sokak modasında elde edemeyeceği daha çok kabullenilme şansını verdi.

Mini etekleri Amerika pazarına sunan ilk tasarımcı ise Rudi Gernreich oldu.