“Her zaman şuna inandım; moda sadece kadınları güzelleştirmek için değil aynı zamanda onları rahatlatmak ve güven vermek için vardır” Yves Saint Laurent. Nasıl güzel demiş değil mi? Artık sizi sıkan daracık korselerinizden, bir kalıba sokmak isteyen güzellik algısından kurtulmak istiyorsanız, bu adam doğru önderlerden (markasının pahalı ürünlerini tasvip etmiyorum, etmeyeceğim, ki bence Yves Saint Laurent’in kendisi bile bu kadar uçuk fiyatlarla markasının ürünlerinin satılacağını düşünmemiştir. Ha bu arada Yves Saint Laurent sadece o çantasını çok beğendiğini ama gösteriş için çakmasını kullandığınız markadan ibaret değil. Dost acı söyler) 21. yüzyılda alüminyum folyo giymek yerine doğru düzgün bir şeyler giyiyorsak, YSL bunun en büyük mümessillerinden biridir. Bu cümlemi bir kenara yazın. Yves Saint Laurent, her doğuştan sanatçı gibi içinde hüznü ve güvensizliği barındıran bir insandı. Kadınlara büyük bir hayranlığı vardı. Ve bu hayranlığını şöyle anlattı:’Kadınları kullanmadım, onlara hizmet ettim’.
7 2
Hayat arkadaşı Pierre Berge ise YSL’nin kadınlara olan hayranlığını şöyle tanımlıyor: ‘Coco kadınlara özgürlük, YSL ise güç verdi’. Yves Saint Laurent, transparana kullandı, turuncu ve fuşya gibi renklerden gece elbiseleri yaptı, defilelerinde siyahi mankenlere yer verdi. Peki bitti mi? Yoo dostum yoo! Bugün ‘maskulen kadın’ düsturu varsa, bunun mimarı YSL’dir. Kadınlara pantolonu, hele ki yasak olduğu halde (ABD’de kadınlara pantolon giymek yasaktı) alelade bir şekilde giydirdi.Kadınlara smokinler dikti. Kadınların giydikleriyle kendinde olan güvenini arttırmasını istedi. Kadınların isyan eder gibi erkekçe pantolon giymelerini istemedi. Aksine pantolonu ve smokini dişi kıldı. En ikonik tasarımı “Le smoking” kadınlar için tasarlanan ilk smokin olmasa da, ana akım moda literatürünün lügatına ilk defa girmişti. “Le Smoking”in kadın cinselliği üzerine bir keşif ve toplumsal cinsiyet rolleri arasında bir oyun olduğunu açıkça ifade ediyordu. Devrim gibi devrim, devrimci gibi devrimci! Yaşasın istediğini giyebilen kadınlar…
7 3
DEMEK BENİ ALDATIRSIN, KESERİM PANTOLONUNU Efendim, gıybet kazanıyla başlayacağım şimdi. Coco Chanel diyorum. Büyük devrimci. Bir rivayete göre Coco Chanel metresi olduğu subay ona canı sıkılmasın diye bir şapka dükkanı açınca modaya atılmış. Ama bu rivayet onun, kadınlara istenildiği takdirde maskülen görünebilecekleri bir stil yaratarak kalıpları kıran devrimci, dava insanı olmanın illa ki sokaklarda bağırmak olmadığını da insanın gözüne gözüne sokan bir kadın olduğu gerçeğini değiştirmiyor, helal olsun be! Uzun çam ağacı gibi eteklerin, nefes almayı imkansız hale getiren korselerin, ‘beni yıka’ diye bağıran acayip bukleli saçların, 5 metre 2000 bin cm çapındaki şapkaların belinin kırmış, rahat kıyafetlerle kadın olmaktan vazgeçilmeden de eşit olunabileceğini göstermiştir. Modanın kadınların en büyük zaafı olarak görüldüğü canına yandığımın dünyasında kadınları pasifize eden taraflarını, güçlü kılmıştır.
7 4
YSL, kadınlara pantolonu ilk giydiren, Coco Chanel kadınlar için pantolonu ilk icat edendir. Ancak yaşadığı dönem toplumunun içerisinde ilk sigara içen, ilk saçlarını kısa kesen ve ilk pantolon giyen kadındır. Daha nasıl güzelleyeyim sayın okuyucu! Ama bende gıybet bitmiyor, rivayet yani. Efendim, Coco’nun pantolonu icat etmesine dair iki rivayet var. İlki döneminde uzun etekler giyildiğinden bir gün ata biniyor yine etekle ve sinirleniyor. Sonra eteğini ortadan ikiye kesip onu dikiyor ve pantolon icat oluyor. Diğer bir rivayet ise Coco’yu sevgilisi aldatıyor. Daha sonra bu sinirle Coco, adamın tüm kıyafetlerini kesip biçip kendine kıyafetler yapıyor (işte aradığım tavır, heheyt) Onu bunu bilmem, pantolon giyiyorsak bu kadının elinden mi çıktı evet, tamam konu kapandı. Okuyucuma not: Coco Chanel’in yaptığı en berbat şey, gece havuzun başında sızıp, sabah uyandığında esmerleşen teniyle ortalıkta fıldır fıldır dolanması yüzünden günümüze kadar gelen bronz ten modasını yaratması. İşte Yves Saint Laurent’i bu yüzden seviyorum.
7 5