-Aaa!.. Tabi. Karşı takımdan oyuncularla diyalog kuramıyorduk. Hatta bununla ilgili birkaç kez uyarı da almışımdır. Semih ile Gizem Kerimoğlu ile aramızda ufak ufak diyaloglar oluyordu. Uyarı alıyorduk. Ta ki, Semih bizim adaya gelene kadar. Bizim adaya geldikten sonra baya diyalogumuz oldu ama ondan öncesinde tatlı bir diyalogumuz vardı. Ben baya Semih ile sohbet ettim. Semih’e karşı da önyargı olduğunu düşünüyorum. Semih esasen zeki bir adam. Onun damarına basılmadığı müddetçe insanlara saldıracak tarzda bir insan değil. Biraz da oyunu kuralına göre oynuyor ama! Oyuna da güveniyor. Atakan da kendi oyununa çok güveniyor. Semih de geçmişte yaptığı programdan dolayı iyi bir fan kitlesine sahip. Özellikle geldikten sonra şunu gördüm ki, Semih’i ciddi anlamda tutan, seven bir kitle var. Hatta o kitle beni de çok seviyor. Semih-Tuğba candır diye şeyler yapmışlar. Ben Semih’i seviyorum.

-Kim Kıbrıs’a gider sence? Semih gider, Atakan gider. Atakan da parkurlarda şimdi yiğidi öldür hakkını yeme hesabı. Atakan ilk günden beri başarılı çocuktu. Nagihan?.. Ben Nagihan’ı o kadar uyardım. Nagihan bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri. Hem bayan hem erkek. Parkurlarda çok iyi. Ona diyordum ki, “Nagihan hiç kimsenin gücüne senin sığınmana ihtiyacın yok. Sen zaten parkurlarda çok başarılısın. Sen kendi gücünle var olmalısın. Karakterini de ortaya koymalısın. Yarış kadar oradaki duruşta önemli. Ama Nagihan bir yön değiştirmeye başladı. En iyi dostu ben iken, Atakan onun hakkında onca şey yaparken, onca dedikodular, onca çelme takmalar, konseylere bunları taşıdı. Herkesin bildiği şeylerini konuşuyorum ben. Bir anda Atakancı oldu. Yattara, Nagian’ın adını yazdı. Nagihan üzüldü, bozuldu. Meğerse haberi varmış. Yattara bunu yanımızda söyledi. Ben buna da inanamadım. Sonra bu Yattara’nın adını çıkardı. Derken kalktı geldi, "ben şimdi Yattara ile ittifak yaptım" dedi. Sonra Atakan ile ittifak yaptı. Semih geldi. Bir baktım Semihçi oldu. Semih’in kitlesinden faydalanır oldu.