İstanbul’un en sevdiğiniz yeri…
- Önce bir süre Nişantaşı’nda oturduk. Şimdi Ataköy’e taşındık. Herkesi çaya bekleriz. Bağdat Caddesi taraflarını da çok seviyorum ama trafik berbat.
Sokakta nasıl hissediyorsunuz?
- Wesley’yle ben farklıyız tabii. Gol atamamışsa kendi taraftarları kızgın oluyor, atmışsa karşı taraf. Ama beni Beşiktaşlılar da Fenerliler de seviyor. Hele Xess’e bayılıyorlar. Onunla Türkçe konuştukları için Türkçe öğrenmeye başladı. Flemenkçe’den ya da İspanyolca’dan daha çok Türkçe kelime biliyor.
137
Hangi kelimeleri öğrendi?
- Çok var: Şeker, gel, hayır, evet, güzel, yemek... Ha bir de ‘yenge’... Yardıma gelen kadın bana devamlı ‘yenge’ dediği için onu da kaptı. Oğlum bile bana ‘yenge’ diyor. Bir de beraber Türkçe pop dinliyoruz. Oradan da öğreniyor.
En çok kimi seviyorsunuz?
- Yalın’ı seviyorum. Bir de Sezen Aksu. Çok duygusal şarkıları var.
138
Bebek nasıl bir ortamda mutlu ve sağlıklı olur?
- Tabii ki giysi, yemek gibi şeyler de önemli ama ilk şart evde sevginin olması. Wesley’le ben birbirimizi çok seviyoruz. Sürekli konuşuyoruz, şakalaşıyoruz, eğleniyoruz. Xess bunu izlemekten çok mutlu oluyor, hep gülüyor. Eğer ebeveynler birbirini seviyorsa, bu yeterli.
139
Ama siz bu kadar şanslı bir çocuk değildiniz. Annenizle babanız siz çok küçükken ayrıldı ve bazı kötü alışkanlıklarından dolayı babanızı erken yaşta kaybettiniz. Çocuk İstismarına Hayır Derneği’ni (Stop Child Abuse) kurmanızda küçükken yaşadıklarınızın etkisi var mı?
- Hayır, derneği küçükken yaşadığım şeylerden dolayı kurmadım. Zaten o zavallı kız çocuklarının yaşadıklarını ben yaşamadım. Her ailenin, her evin kendi hikâyesi var. Çocukluğumun ilk birkaç yılı iyiydi. Büyük bir aileydik. Babam İspanya’da otelleri, kulüpleri olan önemli bir adamdı.
1310
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.