Çok misafiriniz oluyor mu? Tatlıtuğlar yakın arkadaşlarınız. Sık gelip gider misiniz birbirinize? - Tabii, sık sık. Çok fazla insan tanımıyorum İstanbul’da. Ama az da olsa tanıdıklarım çok düzgün insanlar. Kıvanç’la Başak da onlardan biri. En iyi arkadaşlarımız. Her gün en az bir kez konuşuruz. Geçen yılbaşına hep beraber girdik. Evdeydiniz yani. - Evet çünkü şu paparazzi meselesi çok zor. Çoğu zaman evde olmayı tercih ediyoruz.
13 6
İstanbul’un en sevdiğiniz yeri… - Önce bir süre Nişantaşı’nda oturduk. Şimdi Ataköy’e taşındık. Herkesi çaya bekleriz. Bağdat Caddesi taraflarını da çok seviyorum ama trafik berbat. Sokakta nasıl hissediyorsunuz? - Wesley’yle ben farklıyız tabii. Gol atamamışsa kendi taraftarları kızgın oluyor, atmışsa karşı taraf. Ama beni Beşiktaşlılar da Fenerliler de seviyor. Hele Xess’e bayılıyorlar. Onunla Türkçe konuştukları için Türkçe öğrenmeye başladı. Flemenkçe’den ya da İspanyolca’dan daha çok Türkçe kelime biliyor.
13 7
Hangi kelimeleri öğrendi? - Çok var: Şeker, gel, hayır, evet, güzel, yemek... Ha bir de ‘yenge’... Yardıma gelen kadın bana devamlı ‘yenge’ dediği için onu da kaptı. Oğlum bile bana ‘yenge’ diyor. Bir de beraber Türkçe pop dinliyoruz. Oradan da öğreniyor. En çok kimi seviyorsunuz? - Yalın’ı seviyorum. Bir de Sezen Aksu. Çok duygusal şarkıları var.
13 8
Bebek nasıl bir ortamda mutlu ve sağlıklı olur? - Tabii ki giysi, yemek gibi şeyler de önemli ama ilk şart evde sevginin olması. Wesley’le ben birbirimizi çok seviyoruz. Sürekli konuşuyoruz, şakalaşıyoruz, eğleniyoruz. Xess bunu izlemekten çok mutlu oluyor, hep gülüyor. Eğer ebeveynler birbirini seviyorsa, bu yeterli.
13 9